“MUHTARLARIMIZI VATANDAŞA MAHCUP ETMEYECEĞİZ”
Manşet Haber 19.02.2020 18:17:56 0

“MUHTARLARIMIZI VATANDAŞA MAHCUP ETMEYECEĞİZ”

“MUHTARLARIMIZI VATANDAŞA MAHCUP ETMEYECEĞİZ”

Çukurova’daki mahalle muhtarlarıyla bir araya gelen Başkan Soner Çetin, verdikleri tüm sözleri yerine getireceklerini belirterek, “Muhtarlarımızı vatandaşlara mahcup etmeyeceğiz. Sorunları ve çözümlerini biliyoruz. Hiç merak etmeyin Çukurova’da sorun bırakmayacağız. Muhtarlar bizim yol arkadaşlarımız ve belediyemizin gönüllü temsilcileri” dedi.
Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, belediyeye bağlı tüm mahallelerdeki sorunlarını bildiklerini belirterek, bu sorunları zaman içinde çözeceklerini ifade etti.
Mahalle muhtarları ile kahvaltıda buluşan Başkan Soner Çetin, “Kısa zaman önce Adana olarak bir afet atlattık. Çok şükür Çukurova’da önemli bir sorun yaşanmadı. Bunda ilçemizin altyapısının iyi olmasının ve konumunun da etkisi var. Ancak biz de gerekli önlemleri almıştık. Hatırlarsanız 2015 yılında bu kadar olmasa da yoğun bir yağış yaşanmıştı. O zaman 7 ayrı bölgede su baskınları olmuştu. O zaman ASKİ ile birlikte bir proje hazırladık ve uygulamaya koyduk. Bu nedenle aynı yerlerde bir mağduriyet yaşanmadı” dedi.
ADANA AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİYDİ
Başkan Soner Çetin, Adana’da tüm belediyelerin bu afetten işbirliği içinde yüzünün akıyla çıktığını belirterek, başka valilik olmak üzere tüm belediyeler ve kurumlar olarak koordinasyon içinde çalışma yaptıklarını söyledi.
Çukurova’da sadece Karslılar Mahallesinde bir evin aşırı yağışlardan dolayı yıkılma tehlikesi geçirdiğini ve erken davranıp evi önce tahliye ettiklerini, sonra da yıkımını gerçekleştirdiklerini anlatan Başkan Soner Çetin, “O yarayı da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle saracağız ve evi yıkılan vatandaşın mağduriyetini gidereceğiz” ifadesini kullandı.
Başkan Soner Çetin, aşırı yağışlardan özellikle çiftçilerin büyük zarar gördüğünü kaydederek, “Adana afet bölgesi ilan edilmeliydi. Narenciye bahçelerinde üreticinin kayıklarla limon topladığını gözlerimle gördüm. Allah çiftçilerimizin yardımcısı olsun. Adana’da çiftçilerin durumu kötü olduğunda herkesin işi kötü olur” şeklinde konuştu.
BAKAN KURUM’A TEŞEKKÜR
Afet sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a hemen Adana’ya gelip belediyelere yardımcı olduğu için teşekkür eden Başkan Soner Çetin, şöyle devam etti:
“Afet özellikle yolları olumsuz etkiledi. Artık havalar düzeliyor. Yol çalışmalarına başlayacağız. Biliyoruz en çok şikayet yol konusunda geliyor. Ancak soğuk ve yağışlı havalarda yol çalışması yapılamıyor. Ancak geçici önlemler alabiliyoruz. Bundan sonra asfalt kaplama yapmaya başlayacağız. Hiç merak etmeyin Çukurova’da bozuk yol bırakmayacağız. Muhtarlarımız bu konuda rahat olsunlar. Muhtarlarımız bizim yol arkadaşlarımız, onların başımızın üzerinde yeri var.”
EĞİTİMDE FİN MODELİ
Başkan Soner Çetin, geliştirdikleri projelerle Türkiye’de birçok alanda ilki gerçekleştirdiklerini belirterek, eğitimde de Fin Modeline geçileceğini açıkladı. Finlandiya’nın eğitim alanında dünyanın en iyisi olduğunu kaydeden Başkan Soner Çetin, “Şu anda 7 kreşimiz var. 8’inci kreşimizin yapımı Huzurevleri Mahallesi’nde başladı. Ardından Mahfesığmaz Mahallesine kreş yapacağız. Bu kreşimizde Fin eğitim modelini uygulayacağız. Sonra tüm kreşlerimizde bu sisteme geçeceğiz” dedi.
Başkan Soner Çetin, konuşmasının ardından muhtarlara söz verdi ve onların sorun, şikayet ve önerilerini dinledi. Toplantının sonunda pasta kesildi ve hatıra fotoğrafı çektirildi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°