OBEZİTE MERKEZİ ADANA’YI ZAYIFLATIYOR
Manşet Haber 14.07.2019 14:10:06 0

OBEZİTE MERKEZİ ADANA’YI ZAYIFLATIYOR

OBEZİTE MERKEZİ ADANA’YI ZAYIFLATIYOR



Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde başlatılan obeziteyle mücadele kampanyasında 5 pilot bölgedeki ilk merkezlerden biri olan Adana Şehir Hastanesi Obezite Merkezi 1’inci yaşını kutladı.
Yüzde 100 zayıflama hedefiyle yola çıkan ve '1 Yılda 1 Ton Maratonu' sloganıyla obezite ile mücadele başlatan merkez; insan sağlığına zarar vermekle kalmayıp ekonomiye de yılda 20 milyar TL maddi zararı olan obeziteye savaş açtı.
12 ayda, İstanbul’da Samatya ve Bağcılar, Kahramanmaraş ve Gaziantep ile birlikte Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin de içinde bulunduğu pilot bölgelerde yürütülen obeziteyle mücadele savaşında, sadece Adana'lılar toplamda 1 ton 352 kilogram kilo verdi.
Tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olan obeziteye karşı, uzman hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist ve yaşam koçundan oluşan geniş bir kadroyla mücadele eden Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Merkezi Obezite Merkezi’nde, 6 modülden oluşan ve yüzde yüz başarı hedefiyle başlatılan programda hastalar, ilaç kullanmadan ve bıçak altına yatmadan fazla kilolarına veda ettiler.
‘’Obezitede Avrupa şampiyonuyuz’’
Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Obezite Merkezi’nin 1’inci yaş kutlamasında konuşan, merkezin sorumlusu Başhekim Yardımcısı Dr. Sibel Demir, 2018 yılında yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin obezitede Avrupa şampiyonu olduğunun altını çizdi.
51 ülkenin incelendiği araştırmada, Türkiye’nin yüzde 32’sinin obezite hastası olduğunun duyurulduğunu belirten Dr. Sibel Demir, obezitenin tüm dünyada giderek arttığını vurguladı.
Demir, ‘’Toplum sağlığını ve ülke ekonomisini ciddi anlamda etkileyen obeziteye karşı, 1 sene önce Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak direnç göstermeye başladık. Obezite Merkezi’mizde, her biri konusunda yetkin uzman doktor, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist ve yaşan koçundan oluşan geniş bir ekiple çalışmalarımızı yürüttük. Bu yolda 1 ton 352 kiloya veda ettik. ‘’ dedi.
Türkiye’nin yetişkin nüfüsunun 3’te 1’inin obez olduğunu söyleyen Dr. Sibel Demir, yüksek vücut kitle endeksinin yani obezitenin; ölüme ve sakatlığa yol açan risk faktörlerinin başında geldiğini dile getirdi.
ANAHTAR İSTİKRAR
Obezite Merkezi’nin yaş günü kutlamasında konuşan Uzman Dr. Mehmet Cenk Belibağlı ise merkezde hastaları bütün olarak ele aldıklarını dile getirdi. Titiz bir tedavi süreci yürüttüklerini ve her hastayla birebir ilgilenildiğini ifade eden Dr. Cenk Belibağlı, programa vücut kitle endeksi 30 ve üzeri olan kişilerin kabul edildiğinin altını çizdi.
Obeziteyle mücadelenin anahtarının bilinç ve davranış değişikliğinin olduğunu belirten Belibağlı, ‘’Obezite Merkezi’nde uzun çalışmalar sonucu oluşturulmuş, yüzde 100 başarıyı hedefleyen ve 6 modülden oluşan bir tedavi süreci uyguluyoruz. tüm modüllerde, hastalarımız uzman hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist ve yaşam koçuyla birebir görüşmeler yapıyor ve grup eğitimlerine katılıyor.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°