OHAL KAPSAMINDAKİ 100 BİN DİLEKÇE TBMM GÜNDEMİNDE
SİYASET 13.02.2018 17:52:26 0

OHAL KAPSAMINDAKİ 100 BİN DİLEKÇE TBMM GÜNDEMİNDE

OHAL KAPSAMINDAKİ 100 BİN DİLEKÇE TBMM GÜNDEMİNDE

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, OHAL kapsamında 100 binden fazla dilekçeyi inceleyecek 7 kişilik komisyondaki üye sayısının yetersizliğini soru önergesiyle Meclis gündemine getirdi.
Ömer Fethi Gürer’in önergesine yanıt veren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, komisyon üyelerinin haricinde 80’i raportör olmak üzere 200 personelin görev aldığını açıkladı. Ancak komisyonun dilekçeleri almaya başladığı 17 Temmuz 2017’den bu yana karara bağlanan dilekçe sayısının 3 bin civarında kalması, sürecin uzun süreceğini gösteriyor.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Olağanüstü Hal (OHAL) İnceleme Komisyonunun çalışmalarıyla ilgili olarak Başbakan Binali Yıldırım’a yönelttiği soru önergesinde, komisyona başvuran 101 bin dilekçe sahibi hakkında kurulun hangi kararları aldığını, inceleme sürecinin ne kadar devam edeceğini ve bu sürecin incelenmesi için 7 kişiden oluşan kuruldaki üye sayısının yeterli olup olmadığını sordu.
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in önergesine, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yanıt verdi. Bekir Bozdağ, 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince 16.05.2017 tarihinde oluşturulan Komisyonun, 22.05.2017 tarihi itibariyle çalışmalarına başladığını açıkladı. Bozdağı, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun Çalışmasına İlişkin Usul ve Esasların 12.07.2017 tarihli Resmi Gazete'de (mükerrer) yayımlanmasıyla başvurular 17 Temmuz 2017 tarihinden itibaren alınmaya başlandığını bildirdi.
KOMİSYON BÜNYESİNDE 200 KİŞİ VAR
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'nun çalışma sistemi ve uygulama süreçlerinin 685 Sayılı KHK'nın 5’inci ve devamı maddeleri ile Usul ve Esaslar Tebliğinde belirtildiğine dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Komisyon, olağanüstü hal kapsamında doğrudan KHK hükümleri ile hakkında işlem tesis edilenlere ilişkin başvuruları değerlendirip karara bağlamaktadır. Komisyon bünyesinde, üyelerden başka 80'i Raportör (hâkim, uzman, müfettiş) olmak üzere toplam 200 personel görev yapmaktadır” açıklamasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Şu ana kadar verilen karar sayılarıyla ilgili açıklama yapmadı.
7 AYDA 3 BİN DİLEKÇE
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin ardından OHAL uygulamasına başlandığını ve sürecin 6 kez uzatıldığını anımsatarak, “Bu süre içinde on binlerce yurttaş terör örgütleriyle ilişkilendirilerek ihraç ve çeşitli cezalara çarptırıldı. Mağduriyet yaşayanlar için kurulan OHAL İnceleme Komisyonu ise yaklaşık 7 ay önce dilekçeleri alıp çalışmalarına başladı. 100 binden fazla dilekçenin ulaştırıldığı komisyonun şu ana kadar 3 bin civarında dilekçeyi karara bağladığı düşünüldüğünde, tüm dilekçelerin incelenmesinin çok uzun bir süreç alacağı da görülüyor” diye konuştu.
GECİKMELİ ADALET
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkenin bölünmez bütünlüğüne kastedenlerin suçları kesinleştikten sonra mutlaka gerekli cezalara çarptırılması gerektiğini belirterek, “Ancak haklarında herhangi bir delil olmadığı halde mağduriyet yaşayanların varlığı da bilinmektedir. Bu konuda adaletin gecikmemesi adına düzenlemeler yapılmalıdır” şeklinde konuştu.





YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°