Manşet Haber 16.09.2018 12:35:58 0

'ÖLÜM YOLUNA ÇÖZÜM BULUNSUN'

'ÖLÜM YOLUNA ÇÖZÜM BULUNSUN'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, yapımı yılan hikayesine dönen Karataş Yolu'nu Meclis gündemine taşıyarak yurttaşların sorunlarına acil çözüm bulunmasını istedi.
Karataş Yolu ile ilgili gündeme gelen sorunlarına ilişkin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan tarafından yanıtlanması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na soru önergesi sunan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, 'Adana kent merkezinden Karataş ilçe merkezi istikametinde kullanılan ve özellikle Havutlu, Doğankent, Solaklı Mahallelerini kapsayan yol çalışmaları uzun yıllardır sürüyor. Yapımı yılan hikayesine dönen yolda maalesef neredeyse her gün acı trafik kazaları yaşanmaktadır. Bitmek bilmeyen yol yapımı sürerken, haklı olarak korku yaşayıp endişelenen yurttaşlarımız bu yolu 'Ölüm Yolu' olarak adlandırmaktadır' dedi.
YOLUN ÖNEMİNİ ANLATIP ÇÖZÜM İSTEDİ
Kamuoyunda tartışmalara yol açan ve bir türlü tamamlanmayan yolla ilgili yurttaşların endişe ve beklentilerini dile getiren CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'İki şerit halinde süren yol yapım çalışmaları esnasında özensizlik ve dikkatsizlik de gözlenmektedir. Özellikle Doğankent ve Solaklı Mahallelerimizde yolun her iki tarafında yükselti farkları hiçe sayılarak bazı yurttaşlarımızın olası bir yağış durumunda ev ve işyerleri su altında kalacaktır. Yerleşim alanları içinden geçen yolda üst ve altgeçitlere yer verilmemesi, kaldırım dahi düşünülmemesi tepkilere yol açmaktadır. Her gün binlerce aracın geçtiği ve çok sayıda yurttaşımızın kullandığı yol aynı zamanda önemli bir tarımsal üretim bölgesidir. Haliyle bu yolda Doğankent, Solaklı ve Havutlu gibi yerleşim alanlarında kavşak düzenlemesine, yaya geçitlerine, alt ve üst geçitlere, yeterli trafik ışığına ve çok önemli çevre-kaldırım düzenlemesine ihtiyaç duyulmaktadır. Yurttaşlarımızın sorunların çözülmesi için çok kez yolu trafiğe kapatarak eylem yapması bile durumun ciddiyeti ve aciliyetini ortaya koymaktadır.'
BU SORULAR YANIT BEKLİYOR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turan tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi sunan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, şu sorulara yanıt istedi:
'Adana - Karataş Yolu'nun ne zaman tamamlanması düşünülmektedir? Adana’dan Karataş İlçemize ulaşmak için kullanılan bu yolun sürekli trafik kazalarına neden olmaması ve yolun 'Ölüm Yolu' olarak anılmaması için bakanlık olarak bir inceleme ve değerlendirme yapmanız söz konusu mudur? Meydana gelen kazalarda sürücü, yol, gerekli uyarı/ikaz işaret ve levhaları gibi etkenlerin oransal katkısı nedir? Bahse konu yolda meydana gelen araçlar arası ve yayalara karşı işlenen kaza oranı/sayısı nedir? Vatandaşlarımızn 'Ölüm Yolu' olarak adlandırdıkları bu yolda kaç vatandaşımız trafik kazası sonucu can vermiştir? Artık can ve mal kaybı yaşanmadan kullanılmasını istediğimiz bu yol için caydırıcı/önleyici hangi tedbirleri alacaksınız? Yurttaşlarımızın sorunların çözülmesi için çok kez yolu trafiğe kapatarak eylem yapması dikkate alınarak sorunlara çözüm üretilecek midir? Özellikle Solaklı ve Doğankent yerleşim bölgelerinde kavşak, kaldırım, alt ve üst geçitlerle trafik ışık düzenlemesi yapılacak mıdır?'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°