PERFORMANS SİSTEMİNE SON VERİLSİN
GÜNCEL 23.02.2018 18:42:50 0

PERFORMANS SİSTEMİNE SON VERİLSİN

PERFORMANS SİSTEMİNE SON VERİLSİN

Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (ses) Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, sağlık emekçilerine performans ücretlendirme yerine genel bütçeden eşitlikçi adaletli temel ücret ödenmesini istedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri sendikası olarak, yıllardır performans sisteminin adaletsizliğini, bu sisteme olan itirazlarını anlattıklarını dile getiren Yüksel, yazılı açıklamasında şöyle dedi:
“Performans gelirleri temel ücrete yansıtılmadığından emekliliğe de yansıtılmamaktadır. Güvenceli bir ücret politikasına tamamen aykırı olan bu uygulama en önemli mücadele alanlarımızdan biri oldu. Performans sistemine topyekûn itirazımız hali hazırda çözüm bulmamışken, sistemin kendi içinde çelişkileri de gitgide derinleşmekte ve iş barışını ciddi şekilde bozmaktadır. Bu sistemde farklı işyerlerinde aynı işi yapan sağlık emekçileri farklı ücret almaktadır. Aynı işyerinde aynı meslek gurupları bile ayrı ücretler almakta özellikli birim olarak belirlenen ameliyathane, acil, yoğun bakımda çalışanlar diğer servislerde çalışana göre daha fazla ücret almaktadır. Ve hatta yoğun bakımlar da kendi içinde ayrışmakta birinci basamak yoğun bakımda çalışanlarla üçüncü basamakta çalışanlar arasında döner sermaye ödemeleri farklı olmaktadır. Sağlık emekçilerinin gelirleri tamamen belirsiz, güvencesiz ve adaletsizdir. Özellikli birimlerde yani yüksek döner sermaye ücreti ödenen birimlerde çalışmak dağıtılacak miktar tamamen idarecinin inisiyatifinde olan bir durumdur. Bu durumda, kimin hangi işyerinde, hangi serviste görevlendirileceği hangi ölçütlere göre yapılmaktadır sorusuna yetkililerin yanıt vermesi gerekir. Ocak 2018 de hastane geliri 2017 Ocak ayına göre yüksek olmasına rağmen, Yüksek vergi dilimine de girilmemiş olduğu halde Adana Devlet Hastanesi çalışanları neden diğer hastanelere göre daha az döner sermaye almıştır, giderek bu ücret daha da mı düşecektir, ne değişti de çalışanın aldığı döner sermaye azaldı, Adana da ki diğer hastanelere göre neden daha düşük yetkililerin bu duruma açıklık getirmesi gerekir.
Performans sistemine derhal son verilmeli, döner sermaye geliri olarak ödenen ücretler temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, fiili hizmet tazminat yasası eşit adil bir biçimde hemen çıkarılmalıdır. Eşit,güvenceli, insanca yaşanacak bir ücret politikası derhal hayata geçirilmelidir. “

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°