“3 PUANLA MORAL VE MOTİVASYON KAZANDIK
Manşet Haber 17.02.2018 19:34:24 0

“3 PUANLA MORAL VE MOTİVASYON KAZANDIK'

“3 PUANLA MORAL VE MOTİVASYON KAZANDIK'

Adanaspor Teknik Direktörü Osman Özköylü, Manisa deplasmanında alınan 2-1’lik galibiyeti, “Bugün aldığımız 3 puanla moral ve motivasyon kazandık.'şeklinde değerlendirdi.
Teknik Direktör Osman Özköylü Manisaspor maçından sonra düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Özköylü şöyle dedi:
“Bundan önceki maçlarda da iyi oynamamıza rağmen üzerimizde bir baskı vardı. İyi oynayıp galip gelememe travması sahada oyuncularımızın kendileri gibi oynamasına engel oluyordu. Ligde makas daraldı. Play-off hattından uzaklaşmamak adına her maçın önemi arttı. Bu anlamda baktığımızda oyunun genelinde çok iyi oynayan taraf bizdik.
Maçı daha önce koparma şansımız vardı, değerlendiremedik. Hiç beklemediğimiz anda kalemizde gol yedik ve durum berabere geldi. Bundan sonra rakip direnç kazandı. Bizim yaşadığımız travma nedeniyle bir türlü istediğimiz pozisyonlarda, istediğimiz gol vuruşunu yapamadık. Böylece son dakikaya kadar geldik. Bugün aldığımız 3 puanla moral ve motivasyon kazandık. Üzerimizdeki baskıdan biraz da olsa çıkma şansı yakaladık. Önümüzde bir Adana derbisi var. Oradan alacağımız 3 puan bize daha moral ve motivasyon sağlayacak. Manisasapor da genç oyunculardan kurulu iyi bir takım. Bugün iyi mücadele etti. Onları da tebrik ediyoruz'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°