ROMATİZMA İÇ ORGANLARI DA ETKİLİYOR
SAĞLIK 22.01.2018 14:08:21 0

ROMATİZMA İÇ ORGANLARI DA ETKİLİYOR

ROMATİZMA İÇ ORGANLARI DA ETKİLİYOR

Romatizma ülkemizde ve dünyada son derece yaygın bir hastalık. Günümüzde romatizmanın bebek, genç, yaşlı farkı gözetmeksizin 120 milyon insanın hayat kalitesini düşürdüğü araştırmalar tarafından ortaya konuyor. Romatizmaya sıcak veya soğuk havanın sebep olduğu düşünülse de uzmanlar bunun yanlış bir kanı olduğunu ve romatizmanın başta genetik faktörlerle aktarıldığını söylüyor
Her yaştan insan grubunda görülebilen romatizma genetik yollarla veya tam olarak bilinmeyen farklı enfeksiyon ve metabolik nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Kilolu ve hareketsiz insanlarda ise hastalık daha şiddetli seyredebiliyor. Toplumda kas ve iskelet sistemi hastalığı olarak bilinen romatizma iç organların çalışmasını da bozabiliyor. Bu konu hakkında Emsey Hospital Romatoloji Uzmanı Dr. Fulya Dörtbaş ‘’Halkımız romatizmayı yalnızca eklemleri etkileyen ve ağrılara sebep olan bir hastalık olarak görüyor. Ancak romatizma iç organları da etkileyerek hayati tehlike oluşturabiliyor. Romatizmadan etkilenen organların başında kalp, akciğer ve böbrekler geliyor. Romatizmanın küçümsememesi ve tıbbi tetkik yaptırılması çok önemli” diyerek konunun farklı boyutlarına dikkat çekti.
Tedavinin gecikmesi durumunda oluşabilecek durumlardan bahseden Uzm. Dr. Fulya Dörtbaş, “Romatizma hastalıkları çoğu insana basit geliyor olabilir. Bir kalemi tutmak, musluğu açmak, pencereyi kapatmak gibi eylemler normal insanların gün içerisinde zorlanmadan yaptığı şeylerdir. Ancak, eklem tutulması ve hasara bağlı fonksiyon kaybı kişinin eklemlerini çok rahat kullanamamasına, bu en temel ihtiyaçlarını dahi yerine getirmekte zorlanmasına sebep olur. Kronik deformitenin ilerlemesi sonucunda ise hasta günlük rutinlerini dahi yerine getirmekte zorlanacaktır“ dedi.
Romatizma Ataklarına Dikkat
Romatoloji uzmanı Dr. Fulya Dörtbaş, iltihabi hastalıkların organlara etkisinin bir anda belirmediğini ifade ederek “Hastalık eklemlerde kızarıklık, eklem ağrısı, şişlik, hareket kaybı, ısı fazlalaşması gibi belirtilerle meydana çıkar. Oluşan atağın şiddetine göre eklemlerde hasar oluşabilir veya tamamen hasarsız atlatılabilir. Eklemlerde iltihaplanma kronikleşmişse, eklemin çevresi ve kemikte şekil bozukluklarına sebep olabiliyor. Bu gibi durumlarda ise eklemde, deformite dediğimiz kalıcı hasarlar meydana gelir, hastalığın şiddeti ile orantılı olarak da organlarda tutulum olabilir ” diyerek romatizmanın aşamalarını aktardı.
Romatizma Tedavisi Şart
Romatizma, uzmanlar tarafından kronik hastalık olarak tanımlanıyor. Bu nedenle çoğu romatizma hastalığın tedavisi tamamen mümkün değil ancak kontrol altına alınabiliyor. İlaç tedavisi uygulanırken hastalığın şiddetine bağlı olarak doz dengelemesi yapılıyor. Hastalık kontrol altına alınsa dahi birden alevlenebileceği için hiçbir şikayet olmasa da sürekli kontrol edilmesi gerekiyor. “Genellikle ilaçla tedavi gerçekleştiriliyor. Hastalığın çok ileri düzeylerinde ise ameliyata ihtiyaç duyulabiliyor. Örneğin diz ve kalça bölgelerinde oluşan iltihaplı romatizmalarda hasar çok fazla ise protez için ortopediye yönlendiriyoruz” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°