SAĞLIK BAKANI KOCA’YA BULUNMAYAN İLAÇLARI SORDU
SİYASET 19.07.2019 13:13:44 0

SAĞLIK BAKANI KOCA’YA BULUNMAYAN İLAÇLARI SORDU

SAĞLIK BAKANI KOCA’YA BULUNMAYAN İLAÇLARI SORDU

HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya piyasada bulunmayan ilaçları sordu.
Peköz, TBMM Başkanlığına verdiği önergesinde, “Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS), piyasada bulunmayan ve yurt dışından ithal edilen ilaçlar ile eczacılık fakülteleri ile ilgili yaşanan sorunları yaptığı bir basın toplantısıyla değerlendirmiştir. Değerlendirmede uygulanan yanlış ilaç politikası ile hastaların yine ilaç bulamama sorunu yaşadığına dikkat çekilerek, ilaç kurunun düzenlenmesi ve yerli ilaç sanayinin geliştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Basın toplantısında bu konuların yanı sıra Türkiye’nin ilaç konusunda dışa olan bağımlılığı ve eczacıların sorunlarına da dikkat çekilmiştir.” İfadelerine yer verdi. HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz’ün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yazılı yanıtlanmasını istediği sorular şöyle:
1) Piyasada bulunmayan ilaçlar nelerdir? Bu ilaçların kullanıldığı endikasyongrubuna göre dağılımı nasıldır?
2) İlaçların piyasada bulunmama sebebi nedir? Bu sorunu çözmek için yaptığınız çalışmalar nelerdir?
3) İlaç fiyatlandırması neye göre yapılmaktadır?
4) İlaç fiyatlarında uygulanan döviz kurunu güncellenmeyi planlıyor musunuz?
5) Piyasada bulunmayan ilaçların en ucuz referans ülkedeki fiyatın bile çok çok altında fiyatı olması nedeniyle ithal edilmediği iddiası doğru mudur?
6) Eşdeğeri olmayan ve piyasada bulunmayan ilaçların fiyatlandırmasında değişiklik yapmayı planlıyor musunuz?
7) Yerli ilaç üretiminiarttırmak için yaptığınız çalışmalar nelerdir?
8) İlaçta dışa bağımlılığı azaltmak için yaptığınız çalışmalar nelerdir?
9) Reçeteye ilaç ismi değil etken maddenin yazılması uygulamasına geçilmesi için yaptığınız çalışmalar nelerdir?
10) Bilinçli bir ulusal ilaç politikası oluşturulmayı planlıyor musunuz?
11) Eczane açılması ile ilgili bir tahdit yasası varken, plansız açılan ve kontenjanları yükseltilen, birçoğunda öğretim üyesi dahi olmayan eczacılık fakültesi ile ilgili bir çalışmanız var mıdır?
12) Türkiye'deher yıl yaklaşık 2 bin eczacı mezun olmakta ve mevcut yasa 3 bin 500 kişiye bir eczane açılmasına izin verdiği için eczacılar işsiz kalmaktadır. Eczacıların yaşadığı bu istihdam sorununu çözmek için bir çalışmanız var mıdır?

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°