SANATÇILARDAN ZEYDAN KARALAR’A DESTEK
Manşet Haber 24.05.2019 17:18:15 0

SANATÇILARDAN ZEYDAN KARALAR’A DESTEK

SANATÇILARDAN ZEYDAN KARALAR’A DESTEK

Sahne-Perde-Ekran-Mikrofon Oyuncuları Sendikası Genel Sekreteri Uğur Sercan Gidişoğlu ile sendika yöneticileri ve oyuncular, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı ziyaret etti.
Zeydan Karalar’ın Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmesinin ardından daha umutlu olduklarını belirten Uğur Sercan Gidişoğlu, “Sosyal demokrat yapınız, sivil toplumcu olmanız ve sanata verdiğiniz önem bizi umutlandırdı. Altın Koza Film Festivali, sinema sanatı adına çok önemli bir etkinlik. Bu festivalle ilgili size kurumsal destek vermeye hazırız. İkincisi Adana’da bir şehir tiyatrosu var ve Türkiye’ye örnek olacak şekilde yapılanması için her türlü iş birliğine hazırız. Benzer yapıları biliyoruz. Etkili bir yönetmelikle örnek bir yapı oluşturulabilir. Her şeyin para olmadığı çözümler var” dedi.

Nazik ziyaretleri için sendika başkan ve yöneticilerine teşekkür eden Başkan Zeydan Karalar, sanata, sanatçıya bakış açılarının daima pozitif olduğunu ve Seyhan Belediye Başkanlığı döneminde ciddi katkı sağladıklarını belirtti. Adana Büyükşehir Belediyesi’nde, mevcut maddi durumun iyileştirilmesinin ardından, sanata desteğe devam edeceklerini belirten Başkan Zeydan Karalar, oyuncuların genelde ve özelde yaşadıkları sorunları da dinledi.





YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°