SARIÇAM’DA “SÜRÜ YÖNETİCİLİĞİ” KURSU
Manşet Haber 27.03.2017 18:59:09 0

SARIÇAM’DA “SÜRÜ YÖNETİCİLİĞİ” KURSU

SARIÇAM’DA “SÜRÜ YÖNETİCİLİĞİ” KURSU

Sarıçam Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nce düzenlenen ‘Sürü yöneticiliği’ kursu 3 Nisan 2017 günü başlayacak..
Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ, kursa başvuru yapmak isteyenlerin 31 Mart 2017 mesai saati bitimine kadar istenilen evraklarla Turkuaz Masaya başvurmaları gerektiğini belirtti. Uludağ, ilçelerinde hayvan besiciliği işi ile uğraşanların yoğun olduğunu belirterek, açılacak olan “Sürü Yöneticiliği” kursuna ilginin büyük olacağını düşündüklerini söyledi.bilal_uludag_saricam_baskan_mhp
Bilal Uludağ, 20 Mart 2017’da başlayan kurs müracaatlarının 31 Mart 2017 tarihinde son bulacağını hatırlatarak,”Kursumuz Kozan yolu üzerinde bulunan SİMER binamızda yapılacak. Kursa katılmak isteyen 18-40 yaş arası kişiler Belediyemiz bünyesinde bulunan Turkuaz Masaya verilen süre içerisinde müracaat edebilecekler. Kayıt için ise Nüfus cüzdan fotokopisi ve ikametgâh ilmühaberi gerekiyor. Vatandaşlarımız Bilgi almak için ise 444 72 23 numaralı telefonu arayabilirler. Son derece faydalı olacağına inandığımız kursumuza katılacak olan Sarıçamlılara şimdiden hayırlı olsun” dedi.
Bilal Uludağ, kursun yapılmasında kendilerine destek veren kişi kurum ve kuruluşlara da ayrıca teşekkür ederek, kursu başarı ile tamamlayan katılımcılara ise sertifika da verileceğini sözlerine ekledi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°