ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERE DEVLET ÖVÜNÇ MADALYASI
Manşet Haber 27.01.2018 12:09:46 0

ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERE DEVLET ÖVÜNÇ MADALYASI

ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERE DEVLET ÖVÜNÇ MADALYASI

Adana’da şehit aileleri ile gazilere devlet övünç madalyası verildi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik bir şehidin çocuğunun diz çökerek elini öpmesi törene damgasını vurdu.
Seyhan İlçesi’nde bir otelde düzenlenen “Devlet Övünç Madalyası ve Beratı” Töreni’ne Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Ömer Çelik, Vali Mahmut Demirtaş, Adana Milletvekilleri Necdet Ünüvar, Mehmet Şükrü Erdinç, Talip Küçükcan, Zülfikar İnönü Tümer, kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, gaziler ve şehitlerin yakınları katıldı.
“Şehit yakınları olarak sizler, en değerli varlıklarınızı bu topraklara emanet ettiniz.” Diyen Vali Mahmut Demirtaş, “Her bir karışı aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu mübarek vatanı ve onların hatıralarını, asla çiğnetmeyeceğiz. Oynanmaya çalışılan oyunları bertaraf edecek; teröre, terör yandaşlarına ve onların hamilerine en güzel cevabı vereceğiz. Bu vesile ile Devlet Övünç Madalyalarını ve Beratlarını takdim ettiğimiz aziz şehitlerimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimize Allah'tan bir kez daha rahmet diliyorum. Kahraman gazilerimize minnet duygularımı ifade ediyorum. Sizleri saygıyla selamlıyorum” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Ömer Çelik ise, Türkiye'nin şehitlik ve gazilik açısından en kutsal ülke olduğunu belirtti. Türkiye'ye yönelik yapılacak her türlü saldırıya gereken karşılığın verileceğini söyleyen AB Bakanı Ömer Çelik 'Hiç kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin de olmasına izin vermeyiz. İster terör saldırıları olsun. Kararlılığımız var. Ortaya çıktığından bu yana hiçbir şeyden korkmadık. Bu vatanı koruma kararlılığımızdan kimsenin tereddüdü olmasın' diye konuştu.
AB Bakanı Ömer Çelik, Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı ile ilgili olarak da şunları söyledi:
“Afrin'de ülkemizi korumak için, ülkemize yönelik terör saldırılarına karşı görev yapan Mehmetçiğe dualarımızı gönderiyoruz. Kılıçları keskin, Allah onların yanlarında olsun. Allah Mehmetçiği korusun, seferden başarıyla dönmelerini nasip etsin. Eğer topraklarımıza, ülkemize taciz olursa şartlar ne olursa olsun, dünya ne derse desin, biz ülkeyi savunmakta kararlılığa sahibiz. Bize endişelerini iletenler oldu. Topraklarımızın ötesinde masum insanlar yetişmemiştir. Sınırlarımıza taciz atışı yapmamaları için uyarılmıştır. Silah verenler uyarılmıştır. Yaptığınız iş birliği yanlış denilmiştir ama bu uyarıları zaaf zannedenler oldu. Sonunda bir gün korkusuz bir şekilde Mehmetçik Afrin'e müdahale etti.'
Suriye'ye yönelik harekât kapsamında Türkiye'nin sadece terör örgütlerine yönelik operasyon yaptığını anlatan AB Bakanı Ömer Çelik, 'Kimsenin toprağında gözümüz yoktur ama bu harekât tamamen terör örgütlerine yöneliktir. Harekâtın adı son derece uygundur. Zeytin dalı uzatan bir harekettir. Düne kadar PKK-YPG-DEAŞ gibi terör örgütlerinin o halklara yaptıklarını unutmadık. Ülkemiz söz konusu olduğunda kararlılığımızı ortaya koyuyoruz' şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ve Vali Mahmut Demirtaş tarafından şehitlerin yakınlarına 'Devlet Övünç Madalyası ve Beratı” verildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°