ŞEKER PANCARI HAYVAN YEMİ OLDU
Manşet Haber 7.03.2019 19:27:19 0

ŞEKER PANCARI HAYVAN YEMİ OLDU

ŞEKER PANCARI HAYVAN YEMİ OLDU







CHP Niğde Milletvekili Ömer
Fethi Gürer, belde ve köylerde şekerpancarı üreticilerinin sorunlarını dinledi.
Şeker fabrikasının özelleştirilmesinin ardından üreticilerle fabrika arasındaki
sorunun giderek büyüdüğüne dikkat çeken  Ömer Fethi Gürer,  “Çiftçi
fabrika ile yıllık  ekim anlaşması yapar, geçen yıl taahhüt ettiği
 pancarı fabrikaya veremedi. Sonuçta kota  doldurulamayınca çiftçiye
30-40 bin lirayı bulan kota cezaları çıktı. Çiftçi perişan,  kota
cezalarının kaldırılmaması halinde önümüzdeki dönemde çok sayıda üretici pancar
ekimi yapamayacak” dedi.





Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2017-2018 kampanya döneminde şeker
pancardaki  fabrika uygulaması nedeniyle yaşanan ürün teslim sorunları,
ürün polar düşüklüğünden kaynaklanan verim kaybı ve kota sorunu yaşayan
üreticilerle bir araya geldi. Şekerpancarı üreticilerinin sorunlarını dinleyen
Ömer Fethi Gürer, her bir üreticiye ortalama 30-40 bin lira kota cezası
verildiğine dikkat çekti.  





Gürer, şekerpancarı tohumunun geçen yıl  fabrikada satışının
fiyatı 150 liraya  olmasına rağmen daha çok kalite ve verim alabilmek için
üreticinin 350 lira olan ithal tohuma yöneldiğini de belirterek, “Bu yıl fiyat
daha da yükseldi. Fabrikanın verdiği tohumun fiyatı düşük olmasına rağmen eski
tohum olması nedeniyle çiftçi kullanmak istemiyor. Tohumdan hasata girdi
fiyatları da arttı. Özelleşen fabrika uygulamaları çiftçiyi bıktırmış. Pancarı
fabrikaya vermeyip hayvan yemi yapan var. Nisan ayı pancar ekim ayı ama
çiftçinin kota cezaları silinmez ise pancar ekemeyecek” dedi. 





Çiftçiler için zorlamayla yaptırılan her uygulamanın çiftçinin
mağduriyetini artırdığını anlatan  Ömer Fethi Gürer, “100 kilogram
şeker pancarından ortalama 16 kilogram şeker elde ediliyor. Genelde taban
fiyata göre  fiyat belirleniyor. Ancak aynı tarladan ayrı ayrı analizler
pancar fiyatlarında değişikliğe neden olması da çiftçi tepkisine neden oluyor.
Fabrika çiftçinin ürününü olabildiğine düşük fiyatla almanın yollarını arıyor.
Şeker pancarı ekim alanının hazırlanması, çapalanması, sulanması, ekimi, ot alımı,
teklemesi, sökülmesi, tarladan çekimi, çiftçi için büyük yük ve emek
gerektiriyor. Özel fabrika adeta ekim yapmayın diye uygulamalar yapıyor.
Sorunlarla külfete dönen  şekerpancarı, fabrikanın alım yöntemindeki
uygulamaları nedeniyle çiftçiyi bıktırmış durumda” dedi. 





Eylül ayında hasadı yapılan şekerpancarının  bir bölümünün tarlada kaldığını belirten ve  çiftçileri dinleyen Ömer Fethi Gürer, fabrikanın farklı uygulamalarından kaynaklanan sorunlar nedeniyle üreticilerin şekerpancarlarını çoğunlukla fabrikaya vermek yerine hayvan yemi olarak kullandığına da dikkat çekti. Gürer, “Fire, pancar alımlarındaki sorunlar, kota cezaları çiftçiler için eziyete dönüştü. Kota cezaları bir an önce kaldırılmalıdır” diye konuştu.









CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’e dert yanan şekerpancarı
üreticileri “Fabrika özelleşince gelirlerimizin artacağını sanıyorduk. Ancak
tam tersi oldu. Fabrika özellikle alım dönemlerinde bize adeta eziyet ediyor.
Bizi ekim yapmama noktasına getirdiler. Bugüne kadar pancar paralarını da alamadık.
Kota cezaları nedeniyle büyük mağduriyet yaşıyoruz. Cezalar kaldırılmaz ve kota
cezası tahsil edilecek olursa, önümüzdeki dönem ekim yapmamaya kararlıyız.
Geçen yıla göre zaten pancar ekim alanları büyük oranda azalmıştı”
dediler. 





Bir pancar üreticisi ise yaklaşık 12 bin lira tutarındaki pancarı
fabrikaya vermek yerine hayvan yemi olarak kullandığına belirterek, “besicilik
yapanlar küspe olarak pancardan yararlanıyor. Yem fiyatları artınca pancardan
para kazanamayacağını anlayan üreticiler, pancarı hayvan yemi olarak kullanmaya
başladı. Biz de pancarımızı hayvan yemi yaptık” dedi. 





Şekerpancarı üreticileri, Tarım ve Orman Bakanlığına da seslenerek
pancar üreticileri ile fabrika yönetimi arasındaki sorunların ortadan
kaldırılması için girişimde bulunulmasını istediler. Üreticiler, “Büyük
mağduriyet yaşıyoruz. Çiftçilik bölgemizde bitme
noktasında Bize sahip çıksınlar” diyerek sorunlarını dile
getirdiler. 





Video için
bağlantı: https://we.tl/t-UoOTdwKaoC



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°