ŞENAY AYBÜKE YALÇIN

ŞENAY AYBÜKE YALÇIN

Şimdi alın elinize bulmaca köşelerini çözmeye çalışın.

Kimdi, kimdi diye çoğumuz sormaya başlamıştır yakınındakilere.

Öyle ya;

Topçu değil, popçu değil, sende haklısın, nereden bilesin isimsiz kahramanları?

sessiz sedasız ölüyor vatan evlatları.

Ne uğruna?

elbetteki yaşamak için önce çalışmak, sonrası, kendinden yardım bekleyen için gitmesi gereken yere gittiği için.

Çoğumuzun memuriyet hayatında hep oturma, geyik yapmak yerlerini tercih ettiği günlerde, o isimsiz kahramanların Doğu'nun icra köşelerini tercih etmesinin mükafatını canıyla ödediğini gördüğümüz günler.

Kim mi Şenay Aybüke Yalçın?

23 yaşında bir Müzik öğretmeni, Batman'ın kozluk ilçesinde sırf Geri kalmış veya devletle PKK arasına sıkışmış çocukların umudu olmak için oraya atanan bir öğretmen.

Fece book sayfasını inceledim çıtı, pıtı bir genç kızımız, ama nafile şimdi hayatta değil.

napsın kaderi bu, omuzu kalabalık bir akrabası olmamış, yada Fetö'nün güçlü olduğu günlerde onlara sığınıp ver elini ballı kaymaklı makamlar kazanamamış bir kızımız.

Şimdi hayatta olmayan yüzlerce orada memuriyet hayatına mecbur kalan bir dolu insandan bir tanesi.

Devlet evladını mutlaka korumalı teröristten, ama son yıllarda, akrabalar, damatlar korunur olmuş, adalet terazisi bir yana tartmaya başlamış gibi.

Bakın henüz 23 yaşında bir kızımızın yazılara yansıyan söylemleri ne kadar açığa vuruyor evlatlarımızın ne kadar korumasız olduğunu.

'kendimiz için, sevdiklerimiz için korkmaya başladık. Nerede, ne zaman, ne olacağı belli değil.

Ailemden uzaktayım ödüm kopuyor. ya onlara bir şey olursa, ya bana bir şey olursa onlar ne yapar? Böyle düşünerek hal olacak bir şey değil, Biz elimizden geldiği kadar temkinli oluruzda, ölüm bu geleceği varsa yapacak bir şeyimiz yok'

Evet ölüm bu sevgili öğretmeni pkk'nın kör kurşunu buldu,bulması gerekenleri bulmadı, paranın esiri olan, gücün esiri olanların zevki sefada yaşamaya devam ettiği haksız, hukuksuzluğun zirve yaptığı günlerde sizler gibi vatan evlatları gidiyor.

ölüm sana yakışmadı ama cennet çok yakıştı Aybüke Yalçın Hocam, Ruhun şad olsun, seni koruyamamak, senin gibi gençlerimizin kanı yerden kalkana kadar ruhumuz huzur bulmasın inşallah.

Süleyman YALÇIN

11.06.2017 17:37:47

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI