SERGEY YESENİN

SERGEY YESENİN


Rus şiirinin en popüler isimlerinden biriydi. Henüz otuz yaşındaydı. 28 Aralık 1925 sabahı bir otel odasında kendini asmış olarak bulundu. Bileği kesik, yüzünde yaralar vardı. Kayıtlara intihar diye geçti. .
Ertesi gün çıkan bütün gazeteler. Yesenin’in intihar ettiğini Sovyet halkına ilan ediliyordu. Herkes şok olmuştu.Ardından adına Yesenincilik denilen bir intihar dalgası başladı.Yesenin’e özenerek intihar edenlerin sayısı artınca, Sovyet yönetimi Yesenin’in eserlerini yasakladı.Yesenin’in şiirlerini bulunduran öğrenciler komsomoldan(Sovyet gençliğine komünizmi benimsetmek için çalışan gençlik örgütü.)atıldı.
Cenaze töreninde naaşı halka gösterildi ama yüzündeki yaralar özel bir maskeyle kapatılmıştı.
Yıllar sonra ortaya çıkan belgeler, fotoğraflar, anlatılan hikayeler konuyu yeniden tartışmaya açtı.Resmi tezler, Yesenin’in yüzündeki yaraların, asılı olduğu ısıtma borusunun sıcaklığından dolayı meydana geldiği söylese de, uzmanlara göre bu mümkün değildi.O gün,Yesenin’i asılı olduğu borudan indiren dönemin önemli şairlerinden LeopoldovichNicholasanılarında,Yesenin’in sorgulanırken öldürüldüğünü yazıyordu.
Ayrıca, ViktorKuznetsov, daYesenin’in Gizemli Ölümüisimli kitabında, şahitlerin yalan söylediğini iddia ediyordu.
AjanYakovBlumkin 1918 yılında Moskova’daki Alman Büyükelçisi Kont Mirbah’ı öldüren iki kişiden biriydi. Olaydan sonra yakalanan Blumkin’in cesareti Troçki’nin ilgisini çekmiş ve kendisiyle çalışması şartıyla Blumkin’iaffetmişti. Artık, Blumkin, Sovyet teşkilatının en önemli adamlarından biriydi.Troçi’nin Büyükada’da yaşadığı günlerde Sultan Zade adıyla ve İran pasaportu ile İstanbul’a gelecek kadar Troçki’ye bağlıydı.
Kuznetsov’a göre,Yesenin tutuklandıktan sonra, kendisini işkenceyle sorguya çeken, Blumkin, emri veren ise Troçki’dir. Blumkin şairi iple boğmaya çalışmış, amaşair direnmiş, başına aldığı bir darbeyle yere düşünce, yanlarında bulunan Leontiev,Yesenin’in yüzüne yakın mesafeden ateş etmiştir.Yesenin’in öldüğünü Troçki’ye bildirdikten sonra, cesedini otel odasına çıkarıp. olaya intihar süsü vermek için, cesedi ısıtma borularına asmışlardır
Son yıllarında, Yesenin’in hayatı ciddi bir politik baskılar altında geçmiş, hakkında sayısız davalar açılmış, olayın siyasi bir cinayet olduğu iddia edilmiştir. Ayrıca, Stalin’in Troçki ile Yesenin arasındaki çatışmadan faydalanarak Troçki’yi zor durumda bırakmak için Yesenin’in ölüm emrini kendisinin verdiği de iddialar arasındadır.
HER NEYSE. BELKİ TARİH İLERİDE YAZAR. AMA..
• İKTİDAR OLMAK ZOR
• İKTİDARDA KALMAK ZOR.
• İKTİDARI ELEŞTİRMEK ZOR.
VELHASILI…
• DÜŞÜNMEK VE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ YAZMAK DA ZOR.
• AMA ZOR DA OLSA ELEŞTİRİ HAKKIMIZDAN VAZGEÇMEYİZ.


25.04.2024 BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

İfral TURGUT

17.07.2019 12:02:35

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI