‘’SEYHAN NEHRİ ADANA’YI TURİZM CENNETİ YAPAR’’
Manşet Haber 27.11.2016 16:53:00 0

‘’SEYHAN NEHRİ ADANA’YI TURİZM CENNETİ YAPAR’’

‘’SEYHAN NEHRİ ADANA’YI TURİZM CENNETİ YAPAR’’

Adana(Ulus)--TÜRSAB Adana Bölgesel Yürütme Kurulu (BYK) Başkanı Murat Şirin, kentin bereket kaynaklarından olan Seyhan Nehri’nin her iki tarafına Regülatör köprüden sonra 2 kardeş bulvar yapılarak denize bağlanmasını isteyerek, ‘’Bu projenin gerçekleştirilmesi halinde Seyhan Nehri Adana ile barışacaktır. Proje Adana’yı turizm cenneti yapar’’ dedi.
Murat Şirin, yaptığı açıklamada, Seyhan nehrini, kenti güzelleştiren Adana’yı ‘’Adana’’ yapan en zengin doğa ve turizm harikası olarak nitelendirdi. ‘’Seyhan Nehri Adana’nın kalbi, çiftçinin köylünün bereket kaynağıdır’’ diyen Şirin, şunları kaydetti:
‘’Bu doğa ve turizm harikası Seyhan Nehri, aynı Paris’i ikiye bölen Seine, Budapeşte’deki Tuna , Prag’daki Vltava ve Londra’daki Thames gibi. Maalesef kentimizdeki bu doğa harikasını diğer ülkelerdeki nehirler gibi değerlendiremiyoruz. Seyhan Nehri ‘nin Regülatör köprüden sonra denize kadar olan bölümü harabe durumda. Buralar yıllardır hizmet görmemiş. Hiçbir belediye başkanı ilgilenmemiş üvey evlat misali kaderine terk edilmiş ve unutulmuş durumda. Buraların canlandırılması ıslah edilmesi gerekmekte. ‘’murat_sirin_adana_
Şirin, nehrin canlandırılması için her iki yakasının birlikte bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti:
‘Bu bağlamda Regülatör köprüden sonra Akdeniz’e kadar nehrin her iki tarafından 30-40 metre genişliğinde 3 gidiş 3 geliş olacak şekilde 45’er kilometrelik birer kardeş bulvarlar yapılmalı. Bu sayede hem Seyhan nehri kurtarılmış olur, hem kentsel dönüşüm planlanır hem de uzun yıllardan beri hizmete susamış güney mahalleleri rahat nefes alır. Bu işin maliyeti İstanbul için ortaya atılan çılgın projenin yüzde 1’i bile değil.
Projenin hayata geçirilmesiyle denize nehrin her iki tarafından kolaylıkla ulaşım sağlanır. Ayrıca, çiftçilerin yanı sıra Adana’lının büyük sıkıntısı olan yol sorunu da çözüme kavuşur. Adana ekonomisi daha da güçleneceği gibi kent turizm cenneti olur. Bu proje ile Seyhan Nehri ile Adana barışır, nehir Adana’yı turizm cenneti yapar ‘’
Şirin, yıllardır gündemde olmasına karşın bir türlü yapımı gerçekleşmeyen Tarsus-Karataş-Ceyhan-Yumurtalık-İskenderun Turizm Çevre Yolu Projesi’nin de hayata geçirilmesini gerektiğini bildirdi. Çevre Yolu’nun geçtiği yerleşim birimlerindeki hazineye ait arazilerde imar düzenlemesi yapılarak yeni yatırımlar için turizmcilere tahsis edilmesini isteyen Şirin, bu projelerin hayata geçirilmesiyle Adana’da turizmin başlayacağını ve kentin köy durumundan kurtulup büyükşehir olmaya layık bir kent olacağını sözlerine ekledi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°