SEYHAN’DA YAZILIK SİNEMA KEYFİ
Manşet Haber 20.09.2018 16:46:37 0

SEYHAN’DA YAZILIK SİNEMA KEYFİ

SEYHAN’DA YAZILIK SİNEMA KEYFİ

Seyhan Belediyesinin yaz boyunca her gün farklı bir mahallede kurduğu yazılık sinema uygulamasına devam ediliyor. Fevzipaşa Mahallesi’nde kurulan yazılık sinemaya vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken sinema gösterimi sırasında vatandaşlara ücretsiz olarak gazoz ve çekirdek ve patlamış mısır ikram edildi. Fevipaşa semt pazarında gösterilen Türk sinemasının eşsiz eserlerinden olan “Selvi Boylum Al Yazmalım” filmini Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar’da vatandaşlarla birlikte izledi.
Türk sinemasının önemli eserlerinden biri olan “Selvi Boylum Al Yazmalım” beraber izleyeceklerini belirten Başkan Zeydan Karalar yazlık sinema kültürünün Adana’nın tarihinde ayrı bir yeri olduğunu ve dönemin tek eğlencesi olduğunu belirtti. Başkan Zeydan Karalar, “Yazlık sinemalarımızda birbirimizi görmek hasret gidermek için bir araya geliyoruz. Bu kültür eskiden geliyordu. Eskiden Türk filmleri çekilir Adana’ya gelirdi. Eğer beğenilirse tüm ülkeye servis edilirdi. 4.5 yıldır çalışıyoruz. Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar Seyhan’da kültür sanat etkinliği oluyor. Adana’da kültür sanat unutulmuştu. Oysa Adana Yılmaz Güney’ler Yaşar Kemal’ler gibi onlarca dünya çapında sanatçı yetiştirdi. Kültürün-sanatın olduğu yerde yardımlaşma, güzellik, aydınlık olur. 30 yılda yapılamayan hizmeti yaptık. 22 noktada inşaatlarımız devam ediyor. 5 yerde kreş, 4 yerde mahalle merkezi yaptık. 250 milyon liralık bir projedir kent meydanı. Bununla da kalmıyoruz bir sürü iş yapıyoruz ” ifadelerine yer verdi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°