SEYHAN’I ORTAK AKILLA YÖNETECEĞİZ
SİYASET 17.02.2019 16:24:22 0

SEYHAN’I ORTAK AKILLA YÖNETECEĞİZ

SEYHAN’I ORTAK AKILLA YÖNETECEĞİZ






AK
Parti Seyhan Belediye Başkan Adayı Fikret Yeni, ‘’Cumhur İttifakı, devletin
bekasını ve milletin geleceğini düşünen bir ittifaktır’’ dedi.





Fikret Yeni’nin Baraj Yolu’ndaki seçim ofisi açılışı, AK Parti Adana İl Başkanı Şerif Güler, Seyhan İlçe Başkanı Ahmet Akan, il ve ilçe yöneticileri, Cumhur İttifakı Çukurova Belediye Başkan Adayı Yusuf Baş ile çok sayıda vatandaşın katılımıyla mitinge dönüştü. Eşi Emine Yeni ile birlikte açılışa katılan Fikret Yeni, 31 Mart’ta yapılacak seçimin, sadece belediye başkanı seçmekten ibaret olmadığını belirterek, Cumhur İttifakı’nın önemine değindi.









Cumhur
İttifakı’nın, 15 Temmuz’daki hain darbe girişimiyle devletin bekasına ve
vatandaşların hayatına kasteden alçaklara karşı duruşun bir iradesi olduğunun
altına çizen Fikret Yeni, şöyle konuştu:





Fikret
Yeni, Seyhan’a hizmet etmek için çıktığı yolun, Seyhanlı hemşerileri ile
birlikte yürüyeceği yol olduğunu da söyledi.





Seyhan’ın,
800 bini aşkın nüfusuyla Türkiye’nin en büyük ilçesi olduğunu ifade eden Fikret
Yeni, ‘’Fakat yaşadığımız bu ilçe, belediye hizmetlerindeki eksiklikler sonucu
hak ettiği yerde değil. Tespit ettiğimiz yüzlerce sorun var. Bu sorunları giderip,
yeni yeni projelerimizle Seyhan’ı sizlere layık hale getirmeye gayret
edeceğiz’’ dedi.





Seyhan’ın bir marka şehir konumunda olması gerektiğini vurgulayan Fikret Yeni, şunları kaydetti:









‘’Seyhan’ımız,
8 bin yıllık tarihini yaşayan, kültürüyle özdeşleşmiş ve sosyal yaşantısını hep
beraber kucaklayacağımız bir ilçe olması lazım. Biz, bunun için Seyhan’a hizmet
etmeye geldik. Benim, Seyhan’ımıza ilişkin bir hayalim var. Bu hayalim, huzur
içinde yaşayacağımız, sosyal donatı alanlarıyla, yeşil alanlarıyla, istihdam
alanlarıyla güzel ilçemizi geleceğe taşımak. Bunu da, sizlerin desteğiyle
gerçekleştireceğiz. Seyhan’ı, Adana’da tüm güzellikleriyle birinci ilçe
konumuna getirmek yetmez.  Tarihsel zenginliğini yaşayabileceğimiz,
kültürünü birlikte idrak edebileceğimiz, kardeşliğimizi ortaya koyabileceğimiz
bir Seyhan’ı oluşturup, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde bir ilçe
haline getireceğiz. Bunları, her mahallede yaşayan vatandaşlarımız,
muhtarlarımız ve sivil toplum örgütlerimizle istişare ederek gerçekleştireceğiz.
Seyhan’ı ortak akılla yöneteceğiz. ‘Biz istedik oldu’ demeyip, her bir
mahallemizi, orada yaşayanlarla birlikte her anlamda güzelliklerle
donatacağız.’’



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°