SİCİL AFFI ÇIKMAZSA ESNAF TEFECİYE MAHKÛM OLACAK!
Manşet Haber 6.01.2020 21:50:26 0

SİCİL AFFI ÇIKMAZSA ESNAF TEFECİYE MAHKÛM OLACAK!

SİCİL AFFI ÇIKMAZSA ESNAF TEFECİYE MAHKÛM OLACAK!

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2020 yılında sicil affının çıkarılmasının esnafın krediye ulaşımı için şart olduğunu belirtti. TBMM Başkanlığına “sicil affı” çıkarılması için Kanun Teklifini sunduğunu belirten Gürer, “İhtiyaç sahibi esnaf,  sicil affı gelmezse krediye nasıl ulaşacak? Mağduriyetleri azaltmanın yolu sicil affıdır, aksi esnafın tefeciye terki olur” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ömer Fethi Gürer, esnaf ziyaretleri esnasında vatandaşın alım gücünün düşmesiyle esnafın ekonomik krizden nasıl etkilendiğini yerinde tespit ettiklerini ve esnafın ürününü imalatçıdan aldığı fiyata bile satamadığını belirterek, “Elektrik başta olmak üzere, üretimi etkileyen, zorunlu kullanım gerektiren her şey sürekli zamlanınca, üretimdeki fiyat artışı kaçınılmaz oluyor. Esnaf, fiyatı talep oluşması için düşük tutmaya çalışınca, geliri daralıyor ve masraflar artınca zararına iş yerini açık tutuyor. Sonuçta esnaf kredi ile dönüyor. Bankalara, kredi ve çek ödemede sorun yaşayan esnaf,  ayakta kalmak için tefeciye düşüyor. Ne yazık ki süreç, esnafın kepenk indirmesini ve çeşitli mağduriyetleri de beraberinde getiriyor” dedi.

“AVM VE ZİNCİR MARKETLER, ESNAFI ZORA SOKUYOR”

AVM ve zincir marketlerinde esnafı zora soktuğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Kredi, kredi kartı borcu, çek, senet ve diğer borçlar ile ciddi bir borçlu kesim oluştuğuna dikkat çekerek, “90 günde borcunu ödemeyenler için bankalar işlem başlatıyor ve bu süreç sonrası kara listeye adlar yazılıyor. Bu en az 5 yıllık bir sınırlamanın da başlangıcı oluyor. Kredi, nakit avans ve kart bu dönemde artık esnafa verilmiyor. İktidar yeni bir düzenleme olan e- haciz uygulamasına da başladı. Paranız ya da ipotekli varlığınız varsa borç tutarı ödeninceye kadar paranız ya da ipotekli varlığınızda donduruluyor. Esnaf bu bağlamda da ciddi sıkıntı yaşıyor. Kara listede olan esnafın avantajlı kredi, düşük faiz olanaklarından da mahrum kalması tefecinin eline düşürüyor. İcra daireleri boşa artmıyor. Firmalar kapanıyor. Bu nedenle esnaf için sicil affı ihtiyaçtır. 2020 yılında sicil affı, ekonomik kriz dikkate alınarak bir an önce çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°