SPOR ÇALIŞTAYI TSYD’DE BULUŞTU
Manşet Haber 15.02.2019 16:40:29 0

SPOR ÇALIŞTAYI TSYD’DE BULUŞTU

SPOR ÇALIŞTAYI TSYD’DE BULUŞTU






Türkiye Spor Yazarları Derneği Adana Şubesi’nin ev sahipliğini yaptığı Adana Spor Çalıştayı toplantısının 3’ncüsü gerçekleşirken, Adana Sporu’nun sorunları masaya yatırıldı.









Türkiye
Spor Yazarları Derneği Adana Şube Başkanı Ahmet Kurtul Çakın ve yönetim Kurulu,
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, Amatör Spor Kulüpleri
Federasyonu Adana Şube Başkanı Ahmet Bozan, Futbol, Antrenörleri Derneği Adana
Şube Başkanı Mehmet Sümer, Kulüp Temsilcileri 
ile görevdeki Belediye Başkanlarının davet edildiği çalıştay
toplantısına Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin de katıldı. Başkan Çetin,
her daim Adana sporuna katkı koymaya çalıştıklarını belirtirken,  özellikle tesisleşme anlamanda büyük
yatırımları gerçekleştirdiklerini söyledi. Amatör Kulüpler Federasyonu Adana
Şube Başkanı Ahmet Bozan, spora başarıyı yakalamak için el birliğiyle mücadele
edilmesi gerektiğini kaydederken, spor çalıştayın çalışmalarının Adana sporuna
yön vereceğini söyledi. TSYD Adana Şube Başkanı Kurtul Çakın da Adana medyası
olarak sporun hizmetinde olduklarını söylerken, “Adana, spor medyası anlamında
çok şanslı. Her türlü spor haberleri medyada yer alıyor. TSYD Olarak, sporun
gelişmesi anlamında üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz” diye konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°