STRES VERTİGOYU TETİKLİYOR
Manşet Haber 16.02.2019 18:30:56 0

STRES VERTİGOYU TETİKLİYOR

STRES VERTİGOYU TETİKLİYOR






Baş dönmesi, yani vertigo toplumda çok yaygın görülüyor.
Baş dönmesi ya da vertigonun bir hastalık değil, birçok farklı sebebin sonuç
semptomu olduğunu söyleyen Liv Hospital Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr.
Murat Ünal vertigo ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı. Liv Hospital Ulus
Klinik Psikoloji Uzmanı Emrah Polat ise stres ve psikolojik nedenlere de dikkat
edilmesi gerektiğine değindi.





Pek çok nedeni
olabilir:
Vertigonun çeşitli orta ve iç kulak hastalıklarına bağlı
olabileceği gibi ritim bozuklukları, beyin damarları ile ilgili sorunlar,
yüksek tansiyon, kan şekeri ve lipid bozuklukları, hormonal dengesizlikler,
özellikle kafa travmaları sonrası, migren, çeşitli ilaçların yan etkisi,
kansızlık gibi birçok hastalığa eşlik edebileceğini söyleyen Liv Hospital Kulak
Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Murat Ünal “Kulak hastalıkları içinde en sık
vertigo nedeni pozisyonel vertigodur. Meniere hastalığı, vestibüler nörinit,
perilnef fistülü, otoskleroz ve akustik nörinom diğer nedenler arasındadır”
diyor.





Stres de
sorgulanmalı:
Vertigo tanısı ve tedavisinde çeşitli manevralar, ilaç ve
cerrahi uygulamalar yanında stresin sorgulanması ve gerektiğinde bu konunun
giderilmesini yönelik destek alınması gerektiğine değinen Prof. Dr. Murat Ünal
sözlerine şöyle devam ediyor: “Depresyon, anksiyete, panik atak ve uyku
bozuklukları gibi ruhsal hayatımızdaki sorunlar vertigonun ortaya çıkmasını
tetikleyebilir. Anksiyete ya da panik atak sırasında aşırı nefes almaya
(Hiperventilasyon) bağlı vertigo en bilinen stres kaynaklı vertigo nedenidir.
Özellikle yoğun iş ortamı şartlarında çalışanlarda kronik yorgunlukla birlikte,
kronik stres vertigonun kalıcı ve tekrarlayıcı bir hale dönüşmesine neden
olabilir. Diğer sık görülen stress vertigo ilişkisi de genellikle şiddetli bir
baş dönmesi atağı geçiren kişilerde oluşan her an tekrar baş dönmesi olacakmış
korkusudur.”





Psikolojik
nedenlere dikkat!:
Stres ve strese bağlı hastalıkların günümüzde görülen en
yaygın sağlık sorunlarını oluşturduğunu belirten Liv Hospital Ulus Klinik
Psikoloji Uzmanı Emrah Polat “Stresin vücuda etkileri o kadar geniş bir çerçeveyi
kapsıyor ki; bu sinsi düşmanı tespit edebilmek bile hastalar açısından çok
önemli bir adım. Stres nedeniyle sürekli olumsuz sinyallere maruz kalan insan
bedeni, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına son derece açık bir hale
gelebilir” diyor. İnsan yapısını oluşturan halkanın en zayıf olanı hangisi ise
stresin ilk önce oradan kendini göstermeye başladığını söyleyen Klinik Psikolog
Emrah Polat “Örneğin mide hassasiyeti olan birinin aşırı stres durumuna bağlı
olarak mide şikayetleri artabilir hatta daha da ileri olarak mide ülserine
sebebiyet verebilecek önemli bir faktörlerden biridir. Baş dönmesi aslında
birçok tıbbi hastalıkta görülen bir bulgudur. Devam eden baş dönmelerinin
araştırılması faydalı olacaktır. Ancak bazı baş dönmelerinin psikolojik hastalık
belirtisi ya da sonucu olabileceğini de unutmamak gerekir. Yapılan
araştırmalarda organik bir neden bulunmaması “Psikojenik baş dönmesi” tanısını
akla getirir. Bu hastalarda genellikle ek psikolojik belirtiler de olabilir.
Örneğin moral bozukluğu, uykusuzluk, iştahsızlık, yorgunluk gibi belirtiler
olabilir. Bu durumun başlangıcı stres faktörleri ile ilişki olabilir. Bu
kişilerin kişilik yapılarına baktığımızda titiz, kaygı düzeyleri yüksek,
sorunlarla başa çıkmada genelde yetersizlik hisseden veya sorunlardan kaçan
kişiler oldukları görülmüştür. Bu noktalarda özellikle stresle başa çıkma
mekanizmaları yetersiz olan bireylerde var olan stres artık kendini bedensel
bir şekilde göstermeye daha elverişli hale gelir” diyor.





Kısır döngü
oluşabilir:
Dikkat edilmesi gereken noktanın baş dönmesinin psikolojik bir
hastalığa eşlik eden ya da sonucunda ortaya çıkan fiziksel bir belirti
olabileceği gibi, strese neden olan dışsal bir uyaran haline de gelebilmesi
olduğunu söyleyen Klinik Psikolog Emrah Polat “Bazen de kişide organik nedenli
bir baş dönmesinin örneğin meniere hastalığı gibi devam etmesi ve kişiyi
yaşamını etkilemesi ile depresyon, kaygı bozukluklarının tabloya eklenmesi de
görülebilir. Bu yolla stres verici uyaranlar tekrar başa saran bir baş dönmesi
döngüsü de yaratabilir” diyor



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°