Sukuk, Arapça Sak sözcüğünün çoğul haliymiş ve sertifikalar ya da vesikalar anlamına gelirmiş.
İslam’da her türlü faiz almak veya vermek haram olduğundan, İslam hukukuna uygun olarak tasarlanan sukuk, bir finansal araç olarak tasarlanmış
Sukuk,İslam ülkelerinin dışında uluslararası sermaye piyasalarında da işlem görüyormuş veMoody’s, S&P gibi uluslararası yatırım ve derecelendirme kuruluşları tarafından derecelendirme kapsamına alınıyormuş.
Sukuk-u İcara da, “kira gelirlerini gösteren belgeler” anlamına geliyormuş ve bir finansman modeli olarak Malezya ve Bahreyn'de uygulanmış. Bunu uygulayabilmek için de baraj, otoyol, köprü gibi varlıklar, bir ‘Kamu Varlıkları Şirketi' ne devredilmiş.
Şimdi çok sıkışan ve müflis duruma düşmüş hükümetimiz Körfez ülkelerinden sermaye çekmek için Sukuk-u İcara sistemini gündemine almış. Kamu binaları, kupon araziler, otoyollar, limanlar ve barajlarımız, geri alım taahhüdüyle satışa çıkarılacak, Araplara satılacak, satılan kuruluşlar devlet tarafından kiralanacakmış. Bunlara bakanlık binaları da dahilmiş.
SONUÇ?
Sonuç şu: Mesela, bir Arap gelecek; bir bakanlık binasını alacakmış, biz onu Arap’tan on yıllığına kiralayacakmışız.
Buradan da 50 milyar dolar para kazanacakmışız. Kendi malımızı satarak, sonra kendi malımızda kiracı olarak, sonra da kendi malımızı üstüne üstlük bir de para ödeyip geri alarak nasıl para kazanacağımızı bir anlatsın, ne olur. Ama anlaşılır şekilde.
UMARIM,
BU SÜRE ZARFINDA, ARAP KAPIYA DAYANIP, “Almanya’da oğlum gelecek, çık evimden,” DEMEZDE KARDA KIŞTA SOKAKTA KALMAYIZ.
HİÇ OLMAZSA;
FAİZ ALIP VERMEDİĞİMİZ İÇİN GÜNAHTAN KURTULUYORUZ YA; O DA BİR KAR.
HEM DE KUR’AN’DA GÜNAH İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ OLDUĞU HALDE.
