TABİP ODASINI YENİ YERİNE TAŞIYACAĞIZ
Manşet Haber 3.07.2020 23:20:38 0

TABİP ODASINI YENİ YERİNE TAŞIYACAĞIZ

TABİP ODASINI YENİ YERİNE TAŞIYACAĞIZ






Adana Tabip Odası’nın 18-19 Temmuz’da yapılacak seçimli genel kurulunda Etkin Demokrat Hekimlerin başkan adayı Şehir Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölüm Sorumlusu Uzman Dr. Selahattin Menteş, yeni dönemdeki hedeflerini anlattı.





Pandemi nedeniyle ertelenen Tabip Odası 2020-2022 Dönemi Olağan Genel Kurulu; 11-12 Temmuz ‘da çoğunluk sağlanamaması durumunda ise 18-19 Temmuz’da Büyükşehir Belediyesi 75. Yıl Sanat Galerisi’nde yapılacak. Genel kurulda 2 bin 467 üye oy kullanacak. Genel kurulda 7 yönetim, 5 onur ve 3 de denetleme kurulu ile 8 delege seçilecek.





Adana Tabip Odası yönetimlerinde çeşitli görevlerde bulunduğunu, üyelerin büyük çoğunluğun görüşünü alarak aday olduğunu belirten Dr. Selahattin Menteş, “Odayı tüm üyelerle birlikte yöneteceğiz” dedi.





Tabip Odasını bir aile olarak tanımlayan ve aileyi yakından tanıdığını ifade eden Dr. Selahattin Menteş, odanın kurumsallaşması ve saygınlığın artırılması için eğitim çalışmalarına önem vereceklerini belirterek şöyle konuştu:





“Daha önceki yıllarda olduğu gibi oda seçimleri olgun bir havada geçeceğini umuyorum. Aday olurken, meslekte özellikle deneyimli büyüklerimin de görüşlerine başvurdum. Şu anda tek aday olarak seçimlere gireceğim. Ekip çalışmasıyla sosyal, kültürel ve eğitim çalışmalarına büyük önem vereceğiz. Asla ben yaptım sözcüğünü kullanmayacağım. Sürekli olarak biz yaptık. Birlikte başardık diyeceğiz. Şimdiden bana inanan ve destekleyen meslektaşlarıma teşekkür ederim. Bana güvenenlere layık olacağım.”





SAĞLIK ÇALIŞANLARININ DEĞERİ ANLAŞILDI!





Dr. Menteş, Koronavirüs günlerinde sağlık çalışanlarının büyük sorunlar yaşadıklarını ve özveriyle görev yaptıklarını ifade ederek, “Dünyayı alt üst eden, zengin, yoksul, eğitimli dinlemeyen salgın döneminde sağlık çalışanlarının önemi anlaşıldı. Hastalarını kurtarma çabaları nedeniyle vefat eden meslektaşlarımız birer kahramandır. Onlara rahmet diliyorum.”dedi.





Adana Tabip Odasının inşaat halindeki binasının bir an önce hizmete girebilmesi için gereken çalışmalara hız vereceklerini ifade eden Menteş bu konuda da şunları söyledi:





“Amacımız; üye kampanyası ile üye sayımızı artırmak ve odamızı tüm doktorların yuvası galine getirmek olacaktır. Bizler bunu yapar iken daha ilimize okumaya gelen tıp fakültesi öğrencilerine ilk baştan kol kanat gerip onların iyi bir eğitim alır iken ihtiyaçlarını da gidermek istiyoruz. Yeni binamızdaki olanaklarımızla onların huzurlu bir ortamda ders çalışıp, gerektiğinde karınlarını doyuracağı bir ortam yaratmak istiyoruz. Ayrıca doktor arkadaşlarımızın her türlü sorunlarında yanlarında olup mesleki dayanışmamızı en üst noktada tutmaya çalışacağız. Hekimlerin emekliliğe de yansıyacak, hak ettiği ücreti almalarından, sağlıkta şiddeti durdurmaya kadar her türlü sorunun çözümünde aktif olacağız. Odalarımızın yok edilmeye çalışıldığı bu dönemde odalarımıza sahip çıkacağız. Aile hekimlerinin, asistanların, iş yeri hekimlerinin sorunlarının çözümünde hep yanlarında olup çözümler üretmeye devam edeceğiz. Üniversitelerin tekrar bilim yuvası olması için çalışacağız. Ayrıca herkese eşit, ulaşılabilir ve ücretsiz sağlık hizmeti sunulmasının savunucusu olmaya devam edeceğiz. Tüm bunları Türk Tabipleri Birliği ( TTB )‘nin öncülüğünde gerçekleştireceğimize inancımız tamdır.”







YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°