TAM CUMHURİYET ALTINI HEDİYE ETTİ
Manşet Haber 20.06.2019 18:56:52 0

TAM CUMHURİYET ALTINI HEDİYE ETTİ

TAM CUMHURİYET ALTINI HEDİYE ETTİ

KARALAR: GÖREVİNİ İYİ YAPANA ÖDÜL, YAPMAYANA CEZA

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, kalp krizi geçiren yolcusunu hastaneye yetiştirerek hayata dönmesini sağlayan Belediye Otobüs Şoförü Zeliha Elbüken’i ödüllendirdi.
Otobüsteki Adanalıların da şoföre destek verdiği olayda, Zeliha Elbüken’in duyarlılığı sonucu Zilfo Adıyaman mutlak bir ölümden döndü.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Ulaşım Daire Başkanlığı Ulaşım Şube Müdürlüğü’nde ziyaret ettiği Zeliha Elbüken’e, insan hayatına önem vermesinden ötürü çiçek verdi, tam cumhuriyet altınıyla taltif etti.
İnsan hayatının her şeyin üzerinde olduğunu belirten Başkan Zeydan Karalar, “Çalışma arkadaşımız, rahatsızlanan bir hemşehrimizi, hemen hastaneye yetiştirerek insanlık örneği verdi. Otobüsteki hemşehrilerimiz de, insan canını ilk sıraya koyarak, şoförün direksiyonu hastaneye kırmasına olumsuz reaksiyon göstermediler. Tam tersine insanlık örneğini desteklediler. Biz de çalışma arkadaşımızı kutluyoruz. İnsan hayatı her şeyin üzerinde. Kurtardığı insanın çocukları, eşi, yakınları, mesai arkadaşımıza minnet duyacaklardır. Biz de kendisini kutluyoruz, Ulaşım A.Ş. adına teşekkür ediyoruz. Bu davranışın herkese örnek olmasını istiyoruz. Hem işimizi en iyi şekilde yapacağız, işimizden taviz vermeyeceğiz ama attığımız her adımın, yerine getirdiğimiz her görevin insanlık adına olduğunu unutmayacağız” dedi.
Zeliha Elbüken’e bir tam cumhuriyet altını veren Başkan Zeydan Karalar, “Bu ödül; Adana Büyükşehir Belediyesi’nde görevini iyi yapanlara ödül, görevi iyi yapmayanlara da cezai müeyyidenin başlayacağı anlamına geliyor. Sizler can taşıyorsunuz ve bu yüzden görevinizi en iyi şekilde yapmak zorundasınız. Bu ödülle, işinizin önemini hatırlatıyoruz. İşini iyi yapanları, her zaman cumhuriyet altınıyla olmasa da, başka türlü ödüllendireceğiz. Fakat görevini yapmayan, devletin malını iyi kullanmayan, kullandığı araca zarar veren kardeşlerimize, bundan sonra her şeyin çok farklı olacağını duymalarını istiyorum. Bu saatten sonra devlet malına zarar verenler ceza alacak” diye konuştu.
Zeliha Elbüken’in, insani davranışını ödül için yapmadığını bildiğini ifade eden Başkan Zeydan Karalar, kendisine gönül rahatlığıyla ödülünü takdim ettiğini söyledi.
Başkan Zeydan Karalar, konuşmasını şöyle noktaladı: “Biz bir kamu hizmeti yapıyoruz. Biz oturduğumuz, doğduğumuz, büyüdüğümüz, toprağına gömüleceğimiz, çocuklarımızın, torunlarımızın yaşayacağı kente hizmet ediyoruz. Hem kendi oturduğumuz kente hizmet ediyoruz, hem de maaş alıyoruz. Bu tür bir görev belediye çalışanlarını ayrıcalıklı yapıyor fakat sorumluklarını artırıyor. Dolayısıyla belediye çalışanları ne kadar iyi hizmet ederlerse, aslında kendi oturdukları kente, kendi insanına, kendisine hizmet etmiş olacaklar. Arkadaşlarımızı bu anlayışla çalışmaya davet ediyorum ve zaten tersi olması durumunda buna izin vermemiz mümkün olmayacak.”
Zeydan Karalar’ın ödüllendirdiği Zeliha Elbüken de teşekkür ederek, rahatsızlanan yaşlı bir insanı hastaneye yetiştirdiğini, daha sonra onun hayata döndüğünü öğrenmesinin ve kendisine teşekkür edilmesinin mutluluğunu yaşadığını belirtti.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°