“TARIM DÜNYADA EN STRATEJİK SEKTÖR”
Manşet Haber 11.01.2018 17:11:12 0

“TARIM DÜNYADA EN STRATEJİK SEKTÖR”

“TARIM DÜNYADA EN STRATEJİK SEKTÖR”

Tarım Öğretiminin 172. yılı Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi tarafından ortaklaşa düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar, 2017 raporuna göre Türkiye’deki ziraat fakülteleri arasında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin 3. sırada ilan edildiğini açıkladı.
Etkinlikler, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Torun, Dekan Yardımcıları, Öğretim Üyeleri, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Semih Karademir ile oda yönetim kurulu üyelerinin Çukurova Üniversitesi’ndeki Atatürk Anıtı’na çelenk koyup, saygı duruşunda bulunması ve İstiklal Marşı’nı okumasıyla başladı.
“Tarım Sektörü 3.3 Oranında Büyüdü.”
Ç.Ü Akif Kansu Konferans Salonunda ‘Geleneksel Ziraat Marşı’nın okunmasının ardından konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir 2017 yılının ilk 9 aylık döneminde Türkiye ekonomisinin yüzde 7.4 büyüdüğünü, aynı dönemde tarım sektörünün ise yüzde 3.3 oranında büyüme gösterdiğini vurguladı. Karademir Çukurova Üniversitesi’nin ülkemizde tarım alanında yürüttüğü bilimsel çalışmalarla saygın bir yerinin olduğunu belirterek, “Fakültemizin kuruluşunun 50. Yılını kutladık. Şunu söylemem gerekiyor ki böylesine bir kurumdan mezun olmanın gururunu taşımaktayım. Verdiği eğitimle tarımdaki konulara vakıf, analitik düşünen, sorun çözen, işbirliği yapma yeteneği yüksek, sürekli olarak kendini yenileyen ve yaşam boyu öğrenmeyi kendine ilke edinmiş mühendisler yetiştiren Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin 50. Yılını bir kez daha kutluyor, fakültemize emek koyan yaşamını yitiren hocalarımızı rahmetle anıyor. Yaşamlarını sürdüren ve gün itibariyle katkı koymaya devam eden hocalarımız ve fakülte çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
“Tarım Dünyada En Stratejik Sektör”
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Torun ise tarım sektörünün günümüzde dünyada en stratejik öneme sahip sektörlerin başında yer aldığını belirterek fakültelerinin sahip olduğu araştırma uygulama alanları ve donanımlı akademik kadrosu ile geçmişte olduğu gibi gelecekte de Çukurova Bölgesine, ülkemize ve dünya tarımına hizmet ve öncülük etmeye devam edeceğini söyledi.
ÇÜ Ziraat Fakültesi 3. Sırada.
Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar da Ziraat Fakültesinin ülke ve bölge tarımına çok değerli hizmetler verdiğini belirterek, araştırma bazında halen en aktif fakültelerden biri olduğunu söyledi. Rektör Prof. Dr. Kibar Ziraat Fakültesi’nin Çukurova Üniversitesi’nin araştırma üniversitesi misyonuna büyük katkı sağladığını vurguladı. US News’in 2017 raporuna göre ülkemizin ziraat fakülteleri arasında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin 3. sırada ilan edildiğini açıklayan Prof. Dr. Kibar konuşmasına şöyle devam etti;
“Çukurova Bölgesi sahip olduğu iklim verimli toprakları ve sulama olanaklarıyla Türkiye’nin en önemli tarım alanlarının başında gelmektedir. Tarım sektörünün son yıllarda Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de hızla büyüme kaydetmesinin tarımsal eğitimin ve kalitesinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Çukurova Üniversitesi bünyesinde tarımsal eğitim araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin önemi ortaya çıkmakta ve bu konulara dereken desteğin sağlanması zaruret teşkil etmektedir. Ziraat Fakültemiz Tıp Fakültemiz ise birlikte Çukurova Üniversitesinin kuruluşunu gerçekleştirmiş olup 1970 yılından beri eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmekte ve bugüne kadar 10 eğitim programından yaklaşık 14.000 Ziraat Mühendisi Gıda Mühendisi ile Peyzaj Mimarı mezun etmenin gururunu ve sevincini yaşamaktadır.”
Meslekte 30-40-50- yıl Plaketi
Açılış konuşmalarının ardından, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, “Kırsalın Geleceği ve Kırsal Kalkınma Paradigmasında Arayışlar” adlı bir sunum yaptı. Etkinlik, meslekte 30., 40. ve 50. yılını tamamlayanlara plaket takdimi ve kokteyl ile sona erdi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°