TARIM İŞÇİLERİNE HİZMET BİNASI
Manşet Haber 25.05.2018 01:46:19 0

TARIM İŞÇİLERİNE HİZMET BİNASI

TARIM İŞÇİLERİNE HİZMET BİNASI

Vali Mahmut Demirtaş, Adana Valiliği’nce “Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesi” (METİP) kapsamında Karataş ilçesinde yaptırılan hizmet binasında incelemelerde bulundu.

Vali Yardımcısı Murat Süzen ile Karataş Kaymakamı Durmuş Gençer’in de hazır bulunduğu incelemeleri sırasında yetkililerden bilgiler alan Vali Mahmut Demirtaş,  mevsimlik tarım işçisi vatandaşların yaşam şartlarını daha iyi hale getirmek amacı ile Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri Projesi Bürosu (METİP) kurulduğunu hatırlattı Vali Demirtaş, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve sosyal hayatlarının iyileştirilmesi amacıyla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı öncülüğünde uygulamaya konulan proje kapsamında sürdürülen çalışmanın, amacına uygun olarak bir an önce tamamlanmasını istedi.

ÇOCUKLARA “ANAOKULU”

METİP projesi ile mevsimlik tarım işçileri için çeşitli eğitim, sağlık, ulaşım, barınma, altyapı ve sosyal çevre ile ilişkiler kapsamında il genelinde yapılacak faaliyetlerin destekleneceğini kaydeden Vali Demirtaş, Karataş ve Yumurtalık’taki incelemeleri sırasında çadırlar bölgesindeki tarım işçileri ile de bir araya geldi. Mevsimlik işçilerin hal ve hatırlarını soran Vali Mahmut Demirtaş, kendisine yoğun ilgi gösteren tarım işçilerinin çocuklarına yönelik olarak, ilçe milli eğitim müdürlüğü yetkililerine söz konusu alanda bir anaokulu ve ana sınıfları yapılması talimatı verdi. 

“Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesi” kapsamında yaptırılan hizmet binaları inşaatlarında incelemelerde bulunan Vali Mahmut Demirtaş, bir araya geldiği mevsimlik işçilerin karşılaştıkları zorlukların giderilmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için genelge kapsamında geçici yerleşim alanı oluşturmak üzere Karataş İlçesi Tabaklar Mahallesi ve Yumurtalık İlçesi Sadiye Mahallesi’nde iki yer belirlendiğini, belirlenen hazine arazilerin de 1200 m2’lik alana eğitim, sağlık ve sosyal aktiviteler için bir bina ve binadan bağımsız wc, duşlar ve çamaşırhaneler inşa edildiğine işaret ederek, ellerinden gelen çabayı göstermeye devam edeceklerini de sözlerine ekledi.

 

 

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°