TBMM’YE UÇAK MAKETİ GETİRDİ
SİYASET 17.01.2018 17:47:22 0

TBMM’YE UÇAK MAKETİ GETİRDİ

TBMM’YE UÇAK MAKETİ GETİRDİ

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğdelilerin havaalanı talebine dikkat çekmek için uçak maketiyle geldiği Meclis Genel Kurulu’nda, yerli uçak fabrikasının da Niğde’ye yapılmasını istedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşması renkli görüntülere sahne oldu. Genel Kurul salonuna uçak maketiyle gelen Ömer Fethi Gürer, temeli 1996 yılında atılan ve 16 yıldır da AKP tarafından söz verilmesine rağmen yapılmayan Niğde havaalanının durumunu yeniden Meclis gündemine getirdi.
Geçtiğimiz hafta Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın “Niğde’ye öngörülebilir süre içinde havaalanı yapılmayacak” şeklindeki sözlerini hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Bakan Arslan’ın havaalanı yapılmayacağını söylemesine rağmen hafta sonu Niğde’ye gelen Başbakan Binali Yıldırım’ın yine havaalanı sözü verdiğini ifade etti.
16 yıldır Niğde’ye havaalanı sözü verildiğini ancak bir sonuç alınamadığını belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sayın Başbakana hatırlatmak istiyorum: Bütçe’de Niğde’ye havaalanı için ayrılan bir ödenek yok ayrıca planlamada yok. Ama söz verdiklerine göre ek ödenek çıkarmaları mümkün. Niğde havaalanı için ek ödenek çıkarılır da bu yıl havaalanı yapımına başlanırsa, biz de kendilerini hem kutlayacağız hem tebrik edeceğiz” dedi.
UÇAK FABRİKASI DA NİĞDE’YE YAPILSIN
Meclis Genel Kurulu’na uçak maketiyle gelme gerekçesini de anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Uçağın maketini getirdik ki hem havaalanı anımsansın hem de ‘Yerli uçak göklerde’ diyorlardı, bir türlü o yerli uçak yapılmadı. Onun fabrikasını da Niğde’ye yapsınlar hem fabrikamız olsun hem de havaalanımız olsun istiyoruz” şeklinde konuştu.
Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta CHP Niğde İl Örgütü 22 yıl önce temeli atılmasına rağmen 1996 yılından bu yana yapılmayan havaalanın boş alanında sembolik bir gösteri yapmış, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’de havaalanı arsasına yerleştirilen THY yazılı dev uçak maketinin ön kapısından yolcu gibi çıkıp apron görünümlü tarlaya inmişti.
Niğde havaalanına dikkat çekmek amacıyla yapılan bu gösteri ulusal basında da büyük yankı bulmuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°