TEKNOLOJİK CİHAZLAR ”FITIK” NEDENİ
EKONOMİ 28.11.2017 14:54:57 0

TEKNOLOJİK CİHAZLAR ”FITIK” NEDENİ

TEKNOLOJİK CİHAZLAR ”FITIK” NEDENİ

BU HAREKETLERİ SAKIN YAPMAYIN!

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte cep telefonları başta olmak üzere, tablet, diz üstü ve masa üstü bilgisayarları artık hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Ancak elimizden adeta düşüremediğimiz bu cihazlar hatalı kullanıldıklarında baş ağrısından göz hastalıklarına kadar çeşitli sağlık problemlerine neden olabiliyorlar. Üstelik uzun dönemde boyun ve bel fıtıkları gibi çok daha önemli sorunlara da yol açabiliyorlar. Bu cihazlardan cep telefonları ve tabletler özellikle boynumuzu etkilerken, kucağa alınarak veya yüzüstü yatılarak kullanılan dizüstü bilgisayarlar da belimizi fazlaca zorluyor. İşte bu noktada hemen herkesin aklına şu soru takılıyor; teknolojik cihazları kullanırken hangi hataları yapıyoruz? Neler yapmalı, nelerden kaçınmalıyız? Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu teknolojik cihazları kullanırken yaptığımız hataları anlattı, önemli önerilerde bulundu.
Dikkat! Bel ve boyun fıtığı yapıyormeral_bayramoglu
Cep telefonu, tablet ve bilgisayarları hatalı bir pozisyonda kullanmak uzun dönemde omurgayı destekleyen kasları ve bağları fazlaca zorladığı gibi, omurlar arasındaki disklerde erken dejenerasyona neden olabiliyor. Böylece hem disk yapısı bozulabiliyor, hem de zaten bozuk olan yapıyı destekleyecek kas-bağ dokusu yetersiz kalabiliyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu “Bunun sonucunda‘fıtık’ olarak bilinen, diskin bulunduğu yerden arkaya veya yana kayması durumu oluşabiliyor” uyarısında bulunuyor.

Hata: Cep telefonuyla konuşurken telefonu kulakla omuz arasında sıkıştırarak uzun süreli konuşmalar yapmak
Doğrusu: Telefonla konuşurken mümkünse kulaklık kullanın. Kulaklık kullanmıyorsanız telefon konuşmanızı mümkün olduğu kadar kısa tutun.

Hata: Cihazın ekranına uzun süre eğilerek bakmak
Doğrusu: Ekrana 20 dakikadan daha uzun süre eğilerek bakmayın. Bu pozisyonda çalışmak zorundaysanız boyun kaslarınızı esnetecek olan ve masa başında yapılabileceğiniz egzersizleri tekrarlayın.

Hata: Sırt eğik ve desteksiz bir şekilde oturmak
Doğrusu: Teknolojik cihazları kullanırken sırtınız dik pozisyonda ve bir yastıkla
desteklenmiş şekilde oturun. Ayaklarınız yere tam değmeli, koltuğunuzun veya
sandalyenizin yüksekliği diz ile kalçanız 90 derece duracak pozisyonu sağlayacak şekilde
olmalı. Diz üstü bilgisayar kullanırken fazlaca öne eğilmeyi önlemek için masa üstünde
ve altında cihazı yükselten bir destek kullanın.

Hata: Cihazı yere veya yatağa koyup yüz üstü yatarak kullanmak
Doğrusu: Cihazları yüz üstü yatarak değil, oturur pozisyonda kullanmanız çok önemli.
Çünkü bu pozisyon boynu geriye doğru fazlaca zorlayarak bu bölgedeki bağ ve
kapsüllerin gerilmesine neden oluyor. Bu da uzun dönemde omur biyomekaniğinin
bozulmasına ve fıtıklara yol açabiliyor.

Hata: Göz hizasının altında tutmak
Doğrusu: Cihazı göz hizasının altında tutmak da yaptığımız hatalardan biri. Tıpkı
boynun fazla arkaya doğru zorlanması gibi öne doğru zorlanması da omurgayı
destekleyen yumuşak dokuları zedeleyerek dizilimi bozabiliyor. Bu nedenle cihazın ekranı
tam karşıda ve yüksekliği göz seviyenizde olmalı.

Hata: Uzun süre hareketsiz bir şekilde kullanmak.
Doğrusu: Teknolojik cihazları kullanırken mola vermeyi ihmal etmeyin. Her saat başı 5-
10 dakikalık germe-esneme egzersizleri, 5 dakikalık kısa ofis içi yürüyüşü dönüşümlü
olarak yapmayı alışkanlık haline getirin. Teknolojik cihazların kullanımı dışında kalan
saatlerde boyun-sırt-bel omurlarınızı destekleyen, kasların esneklik ve gücünü arttıran
egzersizler uygulamayı ihmal etmeyin.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°