TGS ADANA ŞUBESİNDE BÜYÜKKAYA YENİDEN BAŞKAN
HABERLER 20.05.2019 12:11:23 0

TGS ADANA ŞUBESİNDE BÜYÜKKAYA YENİDEN BAŞKAN

TGS ADANA ŞUBESİNDE BÜYÜKKAYA YENİDEN BAŞKAN

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Adana Şubesi’nin olağan genel kurulunda Salim Büyükkaya başkanlığındaki yönetimi yeniden göreve getirildi.

Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Kültür ve Sosyal Tesislerinde gerçekleştirilen kongrede divan başkanlığını Genel Başkan Gökhan Durmuş,divan katipliklerini ise merkez denetim kurulu üyesi Mustafa Özke ve merkez disiplin kurulu üyesi Serdar Nuri Akın üstlendi. TGS Genel Başkanı Durmuş, önümüzdeki süreçte basın emekçilerinin mücadele bayrağını yükselteceklerine inandığını belirterek, “Türkiye’de gazeteciler ve basın emekçileri zorlu bir dönemden geçiyor. İşsizlik, düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşulları ve baskılarla karşı karşıyayız. Tüm bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi meslektaşlarımız fiili saldırılarla karşı karşıya kalıyorlar. Birlikte olmaktan, sendikalı olmaktan, güç birliği yapmaktan başka çaremiz yok. Ankara ve İzmir kongrelerimizden sonra Adana kongremizde de üyelerimizin mücadele azmini ve kararlılığını görmekten mutlu oluyoruz. Bizler de bu kararlılık karşısında mücadelemizi yükselteceğimize söz veriyoruz” dedi.
Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya da, son günlerde gazetecilere dönük saldırılara dikkat çeken konuşmasında şunları söyledi;
Tek liste ile gidilen seçimlerde sendika organları şu şekilde oluştu;
Yönetim Kurulu: Salim Büyükkaya, Murat Serdar Yıldız, Murat Berhun ve Abidin Yağmur
Denetim Kurulu:Hüseyin Sungur, Volkan Pekal, Zafer Tüzün
Disiplin Kurulu:Hüseyin Arat, Sertaç Kayar, Gökmen Kelbaş

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°