TİYATRO SEYİRCİ SAYISI AZALDI
Manşet Haber 27.03.2017 18:58:08 0

TİYATRO SEYİRCİ SAYISI AZALDI

TİYATRO SEYİRCİ SAYISI AZALDI

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de tiyatro salonu sayısı yüzde 17,7 oranında artarken, koltuk sayısı ise yüzde 2,9 oranında azaldı.
Ülkemizde 719 tiyatro salonu bulunuyor. Tiyatro salonu koltuk sayısı ise 258 bin 932 olarak belirlendi. Seyirci sayılarına bakıldığında bir önceki yıla göre tiyatro seyirci sayısı yüzde 3,7 azalarak 5 milyon 853 bin 445 oldu. Bir başka deyişle ülke nüfusunun yüzde 7,43’ünün tiyatro seyircisi olduğu ortaya çıktı. Tiyatroya en çok gidilen şehir ise Ordu oldu.tiyatro_salon (1)
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü yaptığı açıklamayla “Dünya Tiyatro Günü” nedeniyle 27 Mart Pazartesi günü temsil edeceği 23 farklı oyunu ücretsiz olarak sahneleyeceğini duyurdu. Buna göre sanatseverler, Devlet Tiyatroları’nın 23 sahnesi ile Caddebostan Kültür Merkezi'nde yapılacak olan temsilleri ücretsiz izleyebilecek. Yaklaşık 8 bin kişinin ücretsiz tiyatro izlemesini sağlayacak etkinlikte çocuklar için de bir oyun sahneleneceği öğrenildi.
Öte yandan Interpress’in televizyon, internet ve yazılı basında yapmış olduğu araştırmaya göre, son bir yılda tiyatrolar hakkında medyaya 606 bin 672 haber yansıdı. Dünyanın çeşitli yerlerinde farklı etkinliklerle kutlanan “Dünya Tiyatro Günü” hakkında ise medyada 7 bin 443 haber çıktı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°