TMMOB VE SİYASET ÖRGÜTLENME KAVRAMI
Manşet Haber 6.08.2019 19:06:32 0

TMMOB VE SİYASET ÖRGÜTLENME KAVRAMI

TMMOB VE SİYASET ÖRGÜTLENME KAVRAMI


İnsanlar, toplumu oluşturarak yaşamaya başladıklarından buyana örgütlenme kavramı da hayatın doğal bir parçası olmuştur. Toplumsal yaşam karmaşıklaştıkça, insan ilişkilerinin oluşturduğu süreçler gelişip derinleştikçe, örgütlenme gereksinimi de gelişerek neredeyse tüm toplumsal süreçleri kucaklayacak bir zenginliğe ulaşmıştır.
Tek tek insanların yaşam koşullarını iyileştirmek için gösterdikleri tekil çabalar, toplum yapısı karşısında etkisizleştiği veya başka bireylerin aynı doğrultudaki çabalarıyla çakıştığından, toplum içinde konumları ya da o kesitteki amaçları şu ya da bu ölçüde koşut olan bireylerin 'ortak çıkar' yada 'ortak amaç' etrafında çabalarını bütünleştirmeleri örgütlenme kavramının omurgasıdır. Ancak günümüz koşullarında bu kalın çizgi örgütlenme gereksinimlerinin tümünü içermemektedir.
Toplumu oluşturan bireyler, varlıklarını sürdürme ve geliştirmelerinin yanı sıra birey olarak kendilerini, kişiliklerini diğerlerine tanıtma ve açıklama gereksinimlerini de duyarlar. Bu iletişim çabası da örgütlenme gereksiniminin bir bileşimidir.
Tarih boyunca örgütlenme çabaları genellikle yukarıdan aşağıya disipline edilmiş, yönetim, denetim, iletişim mekanizmaları taban-yönetim ilişkisi içinde öncelikle düzenlenmiştir. Taban, yukarısı tarafından yönlendirilmiş, biçimlendirilmiştir.
Siyaset Yapma Gereksinimi
Hangi gereksinime yanıt verse de, hangi biçime otursa da, tüm örgütlenmelerin temel işlevi siyasettir. Siyaset, bireyin toplumsal yaşama katılımının bir aracıdır. Hangi 'çıkar', 'amaç' ya da iletişim başlığı altında olursa olsun, her örgütlenme, bireyin örgüt aracılığıyla toplum yaşamına katılmasını, toplumu etkilemesini, amacını, çıkarını savunmasını sağladığından siyaset yapma zorunluluğundadır.
Ülkemizde siyasal erki elinde bulunduranlar devlet eliyle siyaset karşıtı bir kampanya yürütüyorlar. Özellikle seksenli yıllarda bu çok belirgin bir hale geldi. Siyaseti, siyasi partilerin tekeline alıp bütün topluma yasakladılar. Oysa siyaset bu kadar dar bir tanıma sıkıştırılamayacak kadar geniş kapsamlı ve çok yönlü bir toplumsal mekanizmadır.
Böyle olduğu içindir ki ülkemizde demokrasi bir türlü kökleşememiş, ülkemiz askeri ve sivil darbelerden bir türlü kurtulamamıştır. Toplumsal yaşam yasak ve emir yoluyla durdurulamayacağı gibi bu geniş anlamıyla siyaseti yasaklamakta mümkün değildir. Toplum içinde yaşayan her birey, hangi düzeyde örgütlü olursa olsun, yaşam koşullarından şikayet ettiği, ya da hoşnutluğunu belirttiği anda siyaset yapmış olacaktır. Bu nedenle siyaseti, siyasi partilerin tekeline hapsetmek sıkıştırmak toplumsal gelişimi engeller, hatta geriye götürür.
Siyasi partiler, amacı iktidar olan programları ile ekonomik / toplumsal yapıyı olduğu gibi korumak ya da değiştirmek amacını sergileyen, bu amacı iktidar yoluyla gerçekleştiren birincil örgütlerdir.
Bu tanımın dışında kalan, iktidarı hedeflemeyen ekonomik / toplumsal yapıya ilişkin önermelerini iktidar aracı ile değil de, iktidar üzerinde çok farklı baskı araçları ile gerçekleştirmeyi hedefleyen tüm örgütlenme biçimleri ikincil örgütlerdir.
Çağdaş demokratik toplumlar için ikincil örgütler de birincil örgütler kadar vazgeçilmezdir. Toplumun gelişmişlik düzeylerinden biri de ikincil örgütlerin yaygınlığı ve toplumu kucaklamasıdır.
İkincil Örgütlenmeler
Ülkemiz pratiğinde ikincil örgütlenmeler iki ana grupta toplanıyor.
Birinci grubu ekonomik eksenli örgütlenmeler oluşturuyor. İşçi ve işveren sendikaları, sanayi, ticaret ve ziraat odaları, TÜSİAD gibi dernekler bu grup ikincil örgütlenmelerin tipik örnekleridir. Ekonomik eksenli ikincil örgütlerin çarpıcı ortak özelliği homojen sınıfsal nitelikli bir tabana sahip olmalarıdır. Ortak ekonomik çıkarların savunulması amacıyla örgütlenmişlerdir.
İkinci ana grup ise sosyal eksenli örgütlerden oluşuyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Kültür ve Gençlik dernekleri tipik örneklerdir. Bu tip örgütlerde “ortak çıkar” değil, “ortak toplumsal amaçlar” eksen olduğundan, tabanları eş sınıflı değil, heterojendir. Belirleyici olan ortak toplumsal amaç çerçevesindeki bireysel bilinç ve iradedir.
İkincil örgütlenmeler, yapılarına göre sınıf ve kitle örgütü ya da demokratik kitle örgütü olarak değişik bir kategorik ayrımla da tanımlanabilir. Bu örgütlerde üyenin, “ortak çıkar” ya da “amacı”, kabulü ve bu doğrultudaki çalışmaya kendi iradesi ile katılımı söz konusudur. Demokratiklik kavramı ise örgütün yönetim anlayışından değil, demokratik amaç ve hedefler için verilen uğraştan kaynaklanmaktadır.
Demokratik kitle örgütü tanımındaki demokratiklik, örgüt yönetiminin öznel tercihlerinden değil örgüt yapısının nesnelliğinden kaynaklanır. Demokratik örgüt olmanın yolu, kitle örgütü olmaktan geçer.
TMMOB Örgütlenmesi
Meslek Odaları ve TMMOB, ekonomik ve sosyal eksenli örgütlenmelerin dışında kalan örgütlenmelerdir. Meslek Odaları, aynı mesleğe mensup insanların üye tabanını oluşturduğu öncelikle meslek tabanında bir örgütlenmedir. Çok bileşenli, heterojen sınıfsal nitelikli bir örgütlenme.
Bırakalım üye tabanının ortak ekonomik çıkarlarını, günümüz koşullarında bu kadar farklı sınıfsal özellikler taşıyan tabanda meslektaşlıktan söz etmek bile gitgide güçleşiyor. Bu heterojen yapı, çok farklı toplumsal konumdaki, dünya görüşündeki ve çok farklı amaçlardaki bir tabanı içeriyor.
Bu açıdan değerlendirildiğinde iki kategorinin dışında kalan TMMOB yapısında ortaklığı tek başına ortak mesleki çıkarlar (ekonomik/toplumsal) örgütün omurgasını oluşturamaz. En geniş meslektaş kitlesini kucaklayacak 'ortak payda', 'ulusal çıkar birliği' olabilir.
Bu yapı, ulusal çıkarlara karşı kendi çıkarlarını dayatan unsurları dışlayacaktır. Çıkarları, ulusal çıkar düzleminde ortaklaşan, ancak alt düzlemlerde farklılaşan tabanda alt çıkar gruplarının oluşması ve örgüt bütünü içinde baskı unsuru olmaları kaçınılmazdır.
TMMOB, hem ulusal çıkarları, demokrasiyi savunarak siyaset yapacak, hem de siyasi parti işlevlerinden kesinlikle kaçınarak tüm siyasi partilerle diyaloğa açık olacak.
Hem geniş üye tabanının ekonomik çıkarlarını savunarak siyaset yapacak, hem de sendika işlevlerinden kesinlikle kaçınarak üyelerinin sendikalaşma taleplerine zemin oluşturulmasına katkı koyacak, destek verecek.
Bu zor ve titiz çalışma, ancak geçmiş deneylere dayanarak ve günümüz koşullarını doğru değerlendirerek hayata geçirilebilir. Hata ve doğrularıyla geçmişin mirasına sahip çıkmak, bu mirası iyi değerlendirmek, hataların tekrarından kaçınırken doğruları ilerletmek TMMOB kadrolarının tarihsel sorumluluklarıdır.
Mühendislik mesleği, tasarımdan üretime yaratıcılık gerektiren bir meslektir. Düşünen, tartışan, ürettiğini, yarattığını yeniden sorgulayan bir meslek dalıdır. Bütün bunları yapabilmek içinse gerçekten demokratik, özgür bir ortam gereklidir. TMMOB bu ortamın sağlanması için siyaset yapmak durumundadır.
Ancak TMMOB kadroları üye ve ülke sorunlarının çözümü için mücadele ederken siyasi partilerle, siyasetin cirit attığı belediyelerle vb. örgütlenmelerle görev alma, ticaret, taahhüt, vb. ilişkilerinde TMMOB nin örgütsel bağımsızlığını korumak zorundadırlar.
Böylesi ilişki ağı içerisinde olan ya da bu ilişki ağı içerisine girmek niyetinde olan kadrolar, TMMOB birimindeki görevinden istifa etmelidir.
Aksi halde; ulusal çıkarları ve demokrasiyi savunmada, tüm siyasi partilerle diyaloğa açık olmada inandırıcılığını kaybederler.
TMMOB bizim için araç değil amaçtır. Bu prensibi benimsemeyen örgüt yöneticileri TMMOB yi temsil yeteneğini daha baştan kaybetmiştir.

YAZARLAR

35.8° / 20.3°