TMSF 3’Ü ADANA’DA 5 UÇAĞI SATIŞA ÇIKARDI
Manşet Haber 10.12.2018 19:00:31 0

TMSF 3’Ü ADANA’DA 5 UÇAĞI SATIŞA ÇIKARDI

TMSF 3’Ü ADANA’DA 5 UÇAĞI SATIŞA ÇIKARDI


TARKİM
Uçak Bakım Onarım Ve Havacılık AŞ’ye ait 3’ü Adana ve Çorlu havaalanlarında
bulunan toplam 5 uçak açık artırma ile satışa çıkarıldı.





TMSF’nin
sayfasında yer alan ilana göre, 5 uçak için 14.12.2018 tarihinde saat 17.00’a
kadar teklif alınacak. Birden fazla teklifin bulunması halinde 17.12.2018
tarihinde saat 15.00 da açık artırma usulü ihale düzenleneceği hususu teklif
verenlere iletilecek. İhale, 17.12.2018 tarihinde saat 15:00 da
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Şişli / İSTANBUL
adresinde 8. katta yer alan toplantı salonunda açık artırma ile yapılacak,en
yüksek teklifi verene satış yapılacak.

Çorlu Havaalanındaki 1989 üretimli PIPER PA-28-236 model uçak 578 bin TL, 1978
üretimli Cessna 152 model uçak 173 bin 400 TL, Adana Şakirpaşa Havalimanı'nda
1980 model C172 model uçak 289 bin TL, 1977 Model FR172K model uçak 231 bin 200
TL,1977 üretimli R1722615 model uçak da 289 bin TL muhammen bedellerle KDV
hariç fiyattan satışı yapılacak

Tarkim Havacılık
hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatmış, İstanbul 3. Sulh
Ceza Hâkimliği FETÖ'ye finansal destek sağladığı gerekçesiyle şirkete, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu'nundan (TMSF) kayyum atanmıştı. 





YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°