TORBA YASA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI
Manşet Haber 21.07.2018 10:13:33 0

TORBA YASA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI

TORBA YASA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şubesi’ni ve Adana Eczacı Odası’nı ziyaret etti. Gündemde sağlık emekçilerini hayal kırıklığına uğratan Torba Yasa vardı. CHP’li Bulut, önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurul’da görüşülecek Torba Yasa’nın sadece doktor ve diş hekimlerine emeklilik zammı öngören maddesinin hakkaniyetten ve sağlık emekçilerinin gerçeklerinden uzak hazırlandığını belirtti.
CHP’li Bulut, TBMM'ye sunulan düzenlemeye göre uzman tabip ve diş tabiplerinin emekli aylıklarına 2 bin TL, uzman olmayan tabip ve diş tabiplerinin emekli aylıklarının ise 1533 TL artırılacağını bildirdi. Sağlık çalışanlarının sadece doktorlar ve diş hekimlerinden ibaret olmadığını kaydeden Bulut, “Sağlık hizmeti doktoruyla, hemşiresiyle, diş hekimi, eczacısı, teknikeri ve bütün sağlık emekçileri ile bir bütünün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu bütünü parçalayıp, sadece iki bileşenini ayrıştırmak iş barışını bozacak, sağlıkta nitelik kaybının yaşanmasına yol açacaktır. Sağlık hizmetinin kalitesinin yükseltilebilmesi sağlık emekçilerinin haklarını teslim ederek sağlanabilir” dedi.
Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında uygulanan yanlış politikalarla, sağlık emekçilerini değersizleştiren, hedef gösteren sorumsuz anlayışla birlikte sağlık emekçilerinin şiddete en çok maruz kalan kesim olduğunu belirten Bulut, AKP’nin devri iktidarlarında sağlık emekçileri için çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüleştiğini ifade etti.
Sağlık emekçilerinin büyük bir özveri ve emekle gece-gündüz demeden yirmi dört saat esasına göre kesintisiz sağlık hizmeti sunduğunu bildiren Bulut, komisyon aşamasında bu yanlıştan dönülmesi gerektiğinin altını çizdi. Sağlık alanındaki sorunların bir an önce düzeltilmesi gerektiğini söyleyen Bulut, “Torba Yasa sağlık emekçilerini hayal kırıklığına uğrattı. Bir ekip hizmeti olan sağlık alanında, diğer sağlık emekçilerinin görmezden gelinmesi yok sayılması, üvey evlat muamelesi görmesi, kabul edilemez. Bu durum ne hakkaniyetle, ne de eşitlik ilkesiyle bağdaşır. Eşit ve adil olmayan bu düzenlemenin bu haliyle yasalaşmaması için CHP olarak gerek Komisyon aşamasında gerekse Genel Kurul’da mücadele edeceğiz” dedi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°