ULUSAL BESLENME KONSEYİNDEN ÇIKARILMAYA TTB VE TMMOB
Manşet Haber 18.02.2019 14:21:04 0

ULUSAL BESLENME KONSEYİNDEN ÇIKARILMAYA TTB VE TMMOB'DEN TEPKİ

ULUSAL BESLENME KONSEYİNDEN ÇIKARILMAYA TTB VE TMMOB'DEN TEPKİ






Türk
Tabipler Birliği (TTB)  ve Türk Mimar
Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Ulusal Beslenme Konseyi Yönetmeliği’nden isimlerinin
çıkarılmasına tepki gösterdi.





Adana
Tabip Odasında düzenlenen basın toplantısında kurumlar adına basın açıklamasını
okuyan TMMOB İKK Sekreteri Erol Salman, şunları söyledi;





'Ülkemizde
sağlıklı beslenme kültürünün yaygınlaştırılmasına ve beslenme ile ilişkili
hastalıklarının önlenmesine yönelik ülke politikalarının geliştirilmesinde
konuya ilişkin tarafların görüş ve önerilerinin alınması için oluşturulan
“Ulusal Beslenme Konseyi”nde, konuyla yakından ilgili olan Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birliği ve Türk Tabipleri Birliği dışlanmıştır.”





“TMMOB
ve TTB, 3 Kasım 2018 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından Birliklerimize
gönderilen “Ulusal Beslenme Konseyi Yönetmeliği Taslağı”nda, “Konseyin Oluşumu”
başlıklı 5. Maddede üye olarak yer almıştır. Her ne olduysa 9 Şubat 2019 tarih
ve 30681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ulusal Beslenme Konseyi
Yönetmeliği’nde isimlerimiz çıkarılmıştır. Daha önce yönetmelik henüz
yayımlanmamışken, 29 Ocak 2019 tarihinde “Ulusal Beslenme Konseyi Kuruluyor”
başlıklı haberler yapılmış ve haber içerisinde yönetmelik maddelerine yer verilmiştir.
Yönetmelik yayımlanmadan yaptırılan haberlerde Birliklerimizin isimlerinin yer
almadığının görülmesi üzerine Sağlık Bakanlığına yazı yazılmış ve konu ile
ilgili bilgi istenmiştir. Bakanlık sorularımıza cevap vermemiştir. Bakanlığın
tarafımıza vermediği yanıt ancak yönetmelik Resmi Gazetede yayımlandığında
öğrenilebilmiştir! Sağlıklı beslenme politikalarının oluşturulması amaçlanan
Konseye hekimlerin ve beslenme alanına ilişkin mühendislik disiplinlerin meslek
örgütleri olan TTB ve TMMOB’nin alınmamasının kabul edilir bir yanı
bulunmamaktadır.”





“Aynı
Yönetmeliğin 12. Maddesinde “Bilimsel komisyonların üyeleri; uzmanlık
alanlarına göre üniversite öğretim üyelerinden oluşur. Üyeler; üniversitelerin
yetişkin ve çocuk endokrinoloji/metabolizma bilim dalı, iç hastalıkları
anabilim dalı, çocuk sağlığı ve hastalıkları anabilim dalı, sosyal pediatri
bilim dalı, toksikoloji bilim dalı, onkoloji bilim dalı, eczacılık, ziraat
mühendisliği ve gıda mühendisliğinden öğretim üyeleri ile beslenme ve diyetetik
bölümlerinin çocuk ve toplum beslenmesi ile besin biyokimyası ve gerektiğinde
ilgili bilim dalları öğretim üyelerinden oluşur” denilirken, bu üyelerin meslek
kuruluşları olan TMMOB’nin ve TTB’nin dışarıda bırakılmasının arkasında
Bakanlığın kötü niyetinin olduğu ortadadır.”





“Türkiye
Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, Türkiye Lokantacılar,
Kebapçılar, Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu, Türkiye Fırıncılar
Federasyonu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu” gibi oluşumlar
Konseyde yer alırken, TTB ve TMMOB’ye yer verilmemesi, Bakanlığın konuya
bilimsel temelden uzak bir şekilde yaklaştığını göstermektedir. Beslenme
politikaları, ticaret erbapları tarafından değil, bu alanda çalışan bilim
insanları tarafından belirlenmelidir. Taslak metinde birçok yerde gıda
güvenliği ve sağlıklı beslenme, gıda güvenliği ve sağlık vurgusu yapılırken,
yayınlanan yönetmelikte gıda güvenliğinin sağlıklı beslenme ve sağlık ile olan
kurgusunun ortadan kaldırıldığı açık bir şekilde görülmektedir.”





“Sağlıklı
Beslenme ve Gıda Güvenliği konusu son yıllarda ülkemizde en öne çıkan
sorunların başında yer almaktadır. Başta askeriye ve yurtlar olmak üzere toplu
yemek çıkartılan yerlerde yaşanan besin zehirlenmelerinin, sağlıksız koşullarda
hizmet veren işletmelerin, uygun olmayan biçimlerde saklanan gıda
malzemelerinin toplumumuzda yarattığı olumsuz etkiler hafızalarımızda
tazeliğini koruyorken Bakanlığın bilim dışı yaklaşımı sorunun daha da
büyüyeceğini göstermektedir. Sağlık Bakanlığı, sağlıklı yaşam ve sağlıklı
beslenme anlamında gıda güvenliğini göz ardı etmemelidir. Halk sağlığını
ilgilendiren bir konu ile ilgili oluşturulan ulusal konseyde konunun muhatabı
olan meslek kuruluşlarının temsiliyetinin sağlanması ile ilgili yapılan bu
hatadan bir an önce dönülmelidir.”





Adana
Tabip Odası’ndaki basın toplantısında Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet
Hilal, Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Abdullah Doğan, İnşaat
Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, dana Tabip Odası
yönetiminden Dr. Ayşe Nur İzol Torun, Dr. Muhsin İnal, İMO Adana Şubesi eski
Başkanı Abdullah bakır  da hazır bulundu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°