TÜRKİYE HIZLA ŞİŞMANLIYOR!
Manşet Haber 22.05.2018 01:33:08 0

TÜRKİYE HIZLA ŞİŞMANLIYOR!

TÜRKİYE HIZLA ŞİŞMANLIYOR!

Obezite tüm dünyada salgın gibi yayılıyor. İnsanlar adeta ölümüne yemek yiyor! Böyle giderse 2030 yılında Türkiye’nin yüzde 40’ı obez olacak. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tolga Müftüoğlu, çocukluk çağında yapılan hataları, yüksek karbonhidratlı yiyecek reklamlarının kilo aldıran etkisini, kısacası çağın vebası obezite gerçeğini gözler önüne serdi.

Çağın en büyük sorunlarından biri haline gelen obezite, en az kanser kadar tehlikeli ve öldürücü. Çocukluk çağında yapılan hatalar, kişinin tüm kilo dengesini alt üst ediyor. Yüksek karbonhidratlı yiyecekler, bağımlılık yapıyor. İsteseniz de bırakamıyorsunuz! Üstüne bir de hareketsiz yaşam eklenince obez bir nesil Türkiye’de hızla büyüyor. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tolga Müftüoğlusoru ve cevaplarla obeziteyi anlattı.

Obeziteye neden olan faktörler neler?

Obeziteye artık hastalık diyoruz, çünkü Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 1997 yılında yaptığı açıklama ile obezitenin bir hastalık olduğunu tüm dünyaya ilan etti. Obeziteye sebep olan 2 ana unsur vardır. Birincisi, ihtiyacımızdan fazla gıda tüketip fazla kalori almak ve ikincisi ise az hareket ederek aldığımız kalorinin vücudumuzda yağ olarak depolanmasına neden olmak. Özetle, çok yiyip az hareket ettiğimizde obeziteye zemin hazırlıyoruz. Günümüzde, özellikle endüstriyel gıdaların daha fazla karbonhidrat ve yağ içermesi, tükettiğimiz yiyeceklerin daha lezzetli aynı zamanda daha kalorili olmasına ve de kilo alımına neden oluyor.

Türkiye’de ne kadar obez var?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmaya göre, nüfusun yüzde 20’si, yani her 5 kişiden biri obez. Bu oran kadınlar için yüzde 25, erkekler için yüzde 15’dir. Bu obezite oranları alarm veriyor. Ülkemiz her geçen gün artarak obezleşiyor.

Şehir hayatı mı obez yapıyor?

Şehir hayatı insanları giderek hareketsizleştirdi. Hızla betonlaşan şehirlerimiz ve dolayısı ile park, bahçe ve yürüyüş alanlarının azalması, en kısa mesafelere bile taşıtlarımız ile gitme isteği, adım başı açılan restoran ve kafeler, endüstriyel toplumun getirdiği birçok masa başı işler obeziteye davet çıkarıyor.

Bir insanın obez sayılması için kaç kilo olması gerekir?

Obeziteyi değerlendirmede Vücut Kitle İndeksini (VKİ) kullanmaktayız. Bu indeks, kiloyu boyumuzun karesine bölerek elde etmekteyiz. Bu oran 30’u geçtiğinde obezite başlamaktadır.Vücut Kitle İndeksi 40’ı geçtiğinde ise Morbid Obezite dediğimiz obezitenin ileri hali oluşmaktadır.

ÇOCUĞA ZORLA YEMEK YEDİRMEYİN!

Çocuklarda obezite ne kadar yaygın?

Maalesef, artık obezite çocukluk çağına indi. Bu yüzden çağın hastalığı haline geldi ve her yıl giderek artıyor. Yapılan araştırmalara göre 2030’lu yıllarda obezite toplumun yüzde 40’ına yayılacak bunun en büyük sebebi ise çocukluk çağı obezitesidir. Çocuklarımız televizyon ve bilgisayar bağımlısı olmuş, en yakındaki okullara bile servisle gidiyor. Ayrıca okul kantinlerine kadar inen ve tüm televizyon ekranlarını kaplayan yüksek kalorili çikolata, bisküvi şeker ve meyve suları içerdiği yüksek kalori nedeniyle çocuk sağlığını tehdit ediyor. Şunu bilmeliyiz ki, hareket ve metabolizmalarının en yüksek seviyede olduğu çocukluk çağında obez olan bireylerin, ileriki yaşlarında bu fazla kiloları verme olasılığı çok düşüktür.

Çocuklukta yapılan hangi beslenme hataları aşırı kiloya neden oluyor?

Küçük yaşlardan itibaren çocukları yemeğe zorlamak yapılan ilk hatayı oluşturuyor. Çocuklarımızı yoğun karbonhidratlı ve yağlı yemeklerle beslemek, hazır gıdaları sıkça tüketmek, hamburger, pizza gibi besinleri çocuklara alıştırmak diğer belirgin ve sıkça yapılan beslenme hatalarıdır. Ebeveynler yemek sofralarında sebze tüketmeli ve çocuklarını bu gıdalara alıştırmalıdır. Evde asla çikolata, şeker, cips gibi zararlı gıdalar bulundurulmamalıdır, unutulmamalıdır ki hiçbir çocuğun bu tip atıştırmalıklara ihtiyacı yoktur!

ŞEKER BAĞIMLISI OLDUK!

Türk mutfağının obezite üzerindeki etkileri neler?

Türk mutfağını oluşturan, baklava, börek, mantı ve zeytinyağlı gibi yiyecekler birer kalori bombasıdır. Bu gıdaları mutlaka ölçülü tüketmemiz lazımdır.

Çağımızda şekilcilik bu kadar ön plandayken niye obez oluyoruz?

Obezitenin birinci nedeni yüksek kalorili beslenmedir. Özelikle şeker vücutta bağımlılık yapar. Yüksek şeker tüketimi sonrası hızla insülin salgılanır ve acıktırır. Böyle bir kısır döngüye giren kişinin vücudu ağırlaşır, daha da hareketsizleşir. Şişmanlayan kişiler çok isteseler bile bu girdaptan kolaylıkla çıkamazlar.

Hangi durumlarda ameliyatı öneriyorsunuz?

Obezitenin üç tedavi seçeneği vardır. Bunlar, diyet ve egzersiz, ilaçlar ve cerrahidir. Toplumda bu kadar yaygın olan bu rahatsızlığın tedavisinde diyet ve ilaçların başarılı olduğunu söylemek imkânsızdır. Vücudumuzun her organında ciddi problemlere yol açan obezitenin en etkin tedavisi günümüzde cerrahidir.Hastanın cerrahiden önce mutlaka bir diyet denemiş olması gerekir. Vücut kitle indeksi 40 ve üzeri olanlar veya 35 ile 40 arasında olup hipertansiyon, diyabet uyku apnesi gibi ek rahatsızlıkları bulunanlar obezite cerrahisi adaylarıdır.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°