TÜRKİYE TARİHİ İLE HESAPLAŞIYOR

TÜRKİYE TARİHİ İLE HESAPLAŞIYOR

17 Temmuz 1968 6. filo'nun askerleri denize atılmıştı.

O gün o gençler 'yaşasın özgür Türkiye' diye bağırmışlardı.

sonrası malum Ülkenin anayasal düzenin değiştimekten o üç genç asılmıştı.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan...

aslında o gün ülke kendi hesaplaşmasını iyi yapsaydı bu gün belki bu kavgaya gerek kalmayacaktı.

Nice geçlerimizin ölümlerinden bu gün kahraman diye bahsediyorsak, bazı olayları gününde doğru tespit edemememizden kaynaklanıyor.

bakın,

Bu günlerde en sıcak gündem Amerika ile vize sorunu.

sen iptal ettin, ben iptal ettimden çok, iki nato ülkesinin savaşın eşiğine gelmesidir garip olan.

Nato'nun tüzüğünde var, bir Noto ülkesine saldırı olursa diğer nato ülkeleri onu koruyacak.

peki,

iki nato ülkesi kavga ederse ne olacak?

* * *

yıllarca Şunu anlattılar bize, her hükümet amerika'dan icazet almadan iktidara gelemez mantığı vardı.

Gerçi bizde kimle kavga ediyoruz? onuda pek anladığım yok aslında.

Rus uçağını düşürdük, iki haftada rusya'ya gireriz nidaları attık, sonunda S-400 almaya kadar gitti olay.

İsrail ile 'al takke, ver külah' olduk ne kadar coca-cola varsa yere döktük, sonrası kana, kana içtik o kolaları.

üç günde suriye'ye gideriz dedik, sonrası aman Esad kalsın diye neler yapmadık.

orta doğu'da bir Kürt Devleti kurulma gerçeği gündeme gelince herkes vay demeye başladı, bunuda en çok zararını görecek olan Türkiye, Irak, İran bir araya gelince ABD'nin çıkarlarına ters düşmesidir olay.

Konu ülke olunca karşısında kim olursa olsun karşı koymaktır gerçek olan, aslında hiçte aklıma gelmezdi bu hükümetle aynı fikirde olmak, ama bu gün olanlar tamda doğru yapılandır.

işte Akılımız ya kaçarken, ya s...ken gelmese idi ta, 1968 yılında o gençlerin mücadelsine kulak assaydık belki bu günü iyi okurduk.

İşte bu gün yetersiz politikacılar yanlış kararlar veriyorsa, geçmişte cevher gençlerimizin idam edilmesidir yanlış olan.

Şimdi sağ kesim bile geçmişte Deniz'lerin yaptığının ne kadar doğru olduğunu sanal alemde paylaşır olmuşlar, gerçi gidin geçmişe bu gün yaşadığımız tüm olaylarda o gençlerin isabetli tepkileri vardır.

Hakkari'ye köprü kurmaya gidende onlardır, Filistine gidip Filistin halkıyla omuz,omuza savaşanda onalrdır,ülkeye ilk gelen ABD askerini denize dökende onlardır, ya söyledikleri, 'yaşasın özgür Türkiye', Yaşasın Türk,Kürt kardeşliği, şimdi bunların hangisine yanlış diyen var?

dedik ya,

Dün bu çocuklara dikkat kesilseydik,bu gün bu sorunları yaşamaz idik.


Süleyman YALÇIN

9.10.2017 20:27:15

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI