TÜRKİYE’DE  16 MİLYON KİŞİ OBEZİTE HASTASI
Manşet Haber 17.02.2019 01:33:41 0

TÜRKİYE’DE 16 MİLYON KİŞİ OBEZİTE HASTASI

TÜRKİYE’DE 16 MİLYON KİŞİ OBEZİTE HASTASI






OBEZİTENİN
YOL AÇTIĞI 11 SAĞLIK PROBLEMİ!





21.
yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri olan obezite dünyayı tehdit etmeye
devam ediyor. Öyle ki dünyada 1.9 milyar erişkinin fazla kilolu, 650 milyon
erişkinin de obez olduğu bildiriliyor. Ülkemizde de yaklaşık 16 milyon kişi
obezite hastası. Obezitenin her geçen yıl arttığı da bir gerçek. 2030
yılında bu oranın ABD’de yüzde 47, Meksika’da yüzde 39, İngiltere'de yüzde 35
gibi oldukça yüksek rakamlara ulaşacağı tahmin ediliyor. Genetik mutasyonlar,
diyet, yaş ve fiziksel aktiviteden etkilenen kronik bir hastalık olan obezite
sadece estetik bir sorun değil, vücudun tüm sistemlerini olumsuz yönde
etkileyen, bunun sonucunda pek çok hastalığa zemin hazırlayan ciddi bir
problem. Acıbadem Altunizade Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr.
Keramettin Şar obezitenin en sık yol açtığı 11 sağlık sorununu anlattı,
önemli bilgiler verdi.





Tip
2 diyabet





Kilonuz
fazlaysa, acıkıyorsanız, aç iken sinirli oluyorsanız, özellikle de yemekten 1-2
saat sonra uyku hali oluyorsa, altta yatan neden insülin direnci ya da Tip 2
diyabet olabilir. Yapılan araştırmalara göre; vücut kitle indeksi 30 olan
hastaların yüzde 31.5'inde bozulmuş glukoz toleransı, kanda insülin yükselmesi
(hiperinsulinizm) veya yüksek açlık kan şekeri mevcut. Bu nedenle zaman
kaybetmeden açlık kan şekerinize ve açlık insülininize baktırmayı ihmal
etmeyin. Hatta tokluk kan şekeri ve tokluk insülininize de baktırmanızda fayda
var.





Uyku
apnesi





Sabahları
yorgun uyanıyor, gündüz aşırı uyku hali ve halsizlikten şikayet mi ediyorsunuz?
Horlama sorununuz var mı? Uykudan boğulma hissi veya çarpıntıyla uyanıyor
musunuz? Eşiniz uyurken nefesinizin durduğunu mu söylüyor? Dikkat eksikliği ve
unutkanlık probleminiz de varsa, polisomnografi, bir başka deyişle uyku testi
yaptırmanız çok önemli. Çünkü yapılan çalışmalara göre; obez hastalarının
10-20'sinde, uzun dönemde kalp damar hastalıklarına, hatta kalp krizine yol
açabilen uyku apnesi görülüyor.





Hipertansiyon





Obez
hastalarda trigliserid, total kolesterol ve kötü huylu kolesterol LDL düzeyleri
yükselirken, iyi huylu kolesterol HDL düzeyi ise düşüyor. Bunun sonucunda da
kan basıncı yükseliyor. Yapılan çalışmalarda, vücut kitle indeksi >25
olan kişilerde hipertansiyon gelişme riskinin 5,2 kat arttığı gösterilmiş.
Alınan her 10 kilo koroner arter hastalığı riskini yüzde 12 oranında
arttırıyor. Koroner arter hastalığı riskinin vücut kitle indeksi 30 kg/m2 olan
kadınlarda yüzde 38, erkeklerde de yüzde 42 oranında arttığı yine aynı
çalışmada belirtilmiş.





Kanser





Obezitenin
yol açtığı bir başka önemli sağlık sorunu da, çağımızın korkulu rüyası kanser!
Vücut kitle indeksinde her 5 birimlik artış kanser riskini yüzde 10 oranında
arttırıyor. Vücut kitle indeksindeki artışa bağlı olarak yemek borusu kanseri,
mide kanseri ve kolon kanserinde artış görülüyor. Kadınlarda endometrial
kanser, safra kesesi kanseri ve böbrek kanseri ile obezite arasında ciddi
ilişki olduğu bildirilmiş. Aynı zamanda vücut kitle indeksi ile malign melanom,
rektal kanser, lösemi, non-Hodgkin lenfoma, tiroit kanseri ve meme kanseri
arasında sıkı ilişki olduğu aynı raporda belirtilmiş.





İnfertilite





Korunma
olmamasına rağmen 12 ay boyunca hamilelik gerçekleşmiyorsa bu sorun
“infertilite” habercisi olabiliyor. Dolayısıyla kilo vermeniz gerekiyor. Çünkü
vücut kitle indeksi 29 olan kadınlarda, kitle indeksindeki her bir birimlik
artış sonrasında hamilelik şansı yaklaşık yüzde 5 oranında azalıyor. Yapılan
çalışmalarda, normal kilolu olan kadınlara göre, vücut kitle indeksi ≥35 olan
kadınlarda hamilelik ihtimali yüzde 26, vücut kitle indeksi ≥40 olanlarda da
yüzde 43 oranında daha düşük bulunmuş.





Safra
kesesi taşı





İç
Hastalıkları Uzmanı Dr. Keramettin Şar safra kesesi taşı görülme
sıklığının, obezite hastalarında genel popülasyona göre anlamlı derecede daha
yüksek görüldüğünü belirtiyor. Yapılan çalışmalara göre; obez hastalarda safra
kesesi taşı oluşma riski, ideal kiloda olan kişilerle kıyaslandığında 4-6 kat
artıyor. Bunun nedeni ise fazla kiloların kolesterol sentezini artırması. Safra
kesesi taşına bağlı olarak pankreatit, bir başka deyişle pankreas iltihabı
sıklığı da artıyor.





Karaciğerde
yağlanma





Yağlı
karaciğer hastalığı dünyada kronik karaciğer hastalığının en yaygın formu.
Basit yağlanma ile başlıyor, tedavi edilmezse siroz, karaciğer kanseri ve
karaciğer yetmezliğine kadar ilerleyebiliyor. Karaciğer yağlanması varsa hemen
kilo vermeniz gerekiyor. Yapılan çalışmalarda, obezite sorunu olan kişilerde
yağlı karaciğer hastalığı gelişime riskinin 3,5 kat fazla olduğu saptanmış.
Obezitede görülen insülin direnci, kan yağlarında bozukluk (dislipidemi) ve
iltihabın artması, zaman içinde yağlı karaciğer hastalığının daha ağır
seyretmesine neden oluyor.





Reflü





“Yemeklerden sonra acı sular boğazıma kadar geliyor, “Göğsümde yanma ve ağrı var”, “Karnımda sık sık gaz ve şişkinlik oluyor, ara sıra da ağrı gelişiyor” Sizin de bu tür yakınmalarınız varsa, nedeni yaşam kalitesini oldukça etkileyen reflü olabilir! Yapılan çalışmalara göre; obez hastalarında reflü görülme sıklığı yüzde 40-50 gibi oldukça yüksek oranlarda görülüyor. Reflü kilo verdiğinizde azalıyor.









Toplardamarda
pıhtı





Obezite, kronik
toplardamar (venöz) yetmezliği ve toplardamarlarda pıhtılaşma ile tıkanıklık
(venöz trombembolizm) açısından ciddi bir risk. Fazla kilolar
toplardamarlardan kanın geri dönüşünü (venöz reflüyü) bozuyor. Kasık
bölgesindeki lenf nodlara bası nedeniyle lenf yollarındaki akış bozuluyor. İç
Hastalıkları Uzmanı Dr. Keramettin Şar bu tablonun da bacaklarda lenf
birikimi ve iltihaplanmaya sebep olduğuna işaret ederek sözlerine şöyle devam
ediyor: “Bacaklarda deride sertlik, kalınlık, kuruluk ve kızarıklık oluşumu
fazla kilolara bağlı olarak lenfödem geliştiğine işaret ediyor. Kilo artışı
devam ettiği takdirde pıhtılaşma sistemi etkileniyor, bunun sonucunda derin ven
trombozu, bir başka deyişle toplardamarda pıhtı oluşması gelişebiliyor”





Cilt
hastalıkları





Obezitenin
neden olduğu bir başka önemli problem de, cilt hastalıkları. Cilt bariyeri
ciltteki nemi korumak ve yabancı maddelerin cilde girmesini engellemek gibi son
derece önemli fonksiyonlar üstleniyor. Obezite yağ bezleri ve yağ oluşumunu
olumsuz yönde etkileyince, cildin bariyer fonksiyonunu bozuyor. Ayrıca ter
bezleri, cildin lenfatik ve kollajen yapısı da bozuluyor. Yapılan çalışmalar
vücut kitle indeksi >30 olan hastalarda deride kalınlaşma, kabarma,
tüylenme, çatlaklar, lenfödem, selülit, ter bezleri iltihabı ve sedef gibi cilt
hastalıklarının daha sık görüldüğünü ortaya koyuyor. Bunların yanı sıra mikro
ve makro dolaşımın bozulması nedeniyle ciltteki yaralar da geç iyileşiyor.





Depresyon





Obezite
sorunu olan kişilerde depresif ruh hali, uyku bozuklukları, yorgunluk,
değersizlik hissi, umutsuzluk ve intihar düşüncesi daha yaygın görülüyor.
Ulusal Sağlık ve Beslenme Değerlendirme Çalışması verilerine göre; depresif
erişkinlerin yüzde 43’ü obezite hastalarından oluşuyor.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°