TÜRKİYE’DE HER AY 246, HER GÜN 8 KİŞİ İNTİHAR ETTİ
Manşet Haber 20.02.2020 18:15:18 0

TÜRKİYE’DE HER AY 246, HER GÜN 8 KİŞİ İNTİHAR ETTİ

TÜRKİYE’DE HER AY 246, HER GÜN 8 KİŞİ İNTİHAR ETTİ

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Türkiye’de 2002–2018 dönemini kapsayan 17 yılda 50 bin 378 kişi hayatına son verdiğini belirtti. Yaşanan intiharların büyük çoğunluğunu ekonomik kriz ortamında geçim sıkıntısı, yoksulluk, işsizlik ve geleceksizliğin oluşturduğunu kaydeden Bulut, artan intiharlar için Meclis’te komisyon kurulmasını istedi.
CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, son dönemde artan intiharların nedenlerinin araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için TBMM Başkanlığına önerge verdi. Türkiye’de, AKP’nin iktidar olduğu 2002’den günümüze kadar izlenen politikalara paralel olarak intihar vakalarının ciddi oranda arttığını kaydeden Bulut, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; 2002–2018 dönemini kapsayan 17 yılda 50 bin 378 kişi hayatına son vermiştir. Söz konusu dönemde, Türkiye’de her sene ortalama 2 bin 963, her ay 246, her gün 8 kişi intihar etmiştir” dedi.
İNTİHARLAR, EKONOMİ KRİZİN GÖSTERGESİ
Yaşanan intiharların büyük çoğunluğunu ekonomik kriz ortamında geçim sıkıntısı, yoksulluk, işsizlik ve geleceksizliğin oluşturduğunu kaydeden Bulut son 1 haftada geçim sıkıntısı çektiği ve iş bulamadığı için Şırnak, Konya, İstanbul ve Hatay’da yaşanan intiharlara dikkat çekti. İşsizlik ve geçim sıkıntısı nedeniyle vatandaşların Türkiye Büyük Millet Meclisi kapısında kendilerini yakma girişiminde bulunduğunu, çaresiz ailelerin siyanürle intihar ettiğini kaydeden Bulut, bu intiharların iktidarın yok dediği, kabullenmek istemediği Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin göstergesi olduğunu söyledi.
İŞSİZLİK ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
Asgari ücrete mahkûm edilen vatandaşların geçinemediğini, işsiz sayısının çığ gibi büyüdüğünü kaydeden Bulut, “Açıklanan son verilere göre Türkiye’de resmi işsiz sayısı 4 milyon 308 bin; işsizlik oranı yüzde 13,3, genç işsizlik oranı ise yüzde 24,5 olmuştur. Her 100 gençten neredeyse 25’i işsizdir. Gerçek işsiz sayısı ise 7 milyonu geçmiştir” dedi.
VATANDAŞIN BORCU 611 MİLYAR TL
Vatandaşların borçlarınınyılda yıla katlandığını, borçlu vatandaşlara her geçen gün yenilerinin eklendiğini belirten Bulut şöyle devam etti:2019 yılının Aralık ayında 388 bin kişi ilk kez kredi kartı, 147 bin kişi ise ihtiyaç kredisi kullanmıştır. Vatandaşın bankalara ve finansman şirketlerine olan tüketici kredisi ve kredi kartı borçları 611 milyar liraya yükselmiştir. Bu borcun 493,5 milyar lirası tüketici kredilerinden, 117,5 milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklanmaktadır. Vatandaşın takibe alınan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu ise 20,9 milyar lira olmuştur.
MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILSIN
2019 yılında kredi kartı ve tüketici kredisi borcunu ya da her ikisini birden ödeyemeyen toplam 1 milyon 403 bin 546 vatandaşın bankalar tarafından icra takibine alındığını kaydeden Bulut,son beş yılda bankalara olan kredi kartı ve tüketici kredisi borcunu ödeyemeyen ve borcu 31 Aralık 2019 itibariyle devam eden vatandaş sayısı ise 3 milyon 687 bin 359 kişiye yükseldiğini bildirdi. Bulut, ekonomik kriz ortamında geçim sıkıntısı, yoksulluk, işsizlik ve geleceksizlik nedeniyle artan intiharların araştırılması, nedenlerinin belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis araştırması açılmasını istedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°