ÜLKENİN 'ZORLUKLAR YAŞAMASINI' İSTİYORLAR!

ÜLKENİN 'ZORLUKLAR YAŞAMASINI' İSTİYORLAR!

Kim ister ‘bu günün’ dünden daha ağır koşullarda geçmesini?


Kim ister ‘dün’ edindiklerinin çoğunu bugün yitirmeyi?


Kim ister ‘dün’ bolluk içindeyken bugün yokluk yaşamayı?


Kim ister ‘dün’ üretirken bugün başkalarının ürettiği ile yaşamını sürdürmeyi?


***


Kimse istemez, demek gerekir de tüm sorular için; bu işin ‘işbirliğini’ yapanların, bu işin ‘rantını’ elinde bulunduranların, yaşadıkları ülkenin insanıyla değil kazancıyla ilgilenenlerin ‘öyle’ sorunları olmadığı gibi, ‘öyle’ bir duygu içinde olduklarını da beklemek yararsız!


İki gün önce Tüsiad’ın; ‘iktidarı’ eleştiren, yerli yatırımcının zorluklar içinde olduğunun, satışlarını taban yapmasını, ‘istihdamın’ kısılmasını içeren bir konuşması vardı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ının da ‘düne dek kazanırken iyiydi, bugün zorda dediklerine bakın’ diyen tepkisi…


Öyle ya…


‘Düne dek kazanıyordunuz’,


İstediğiniz kredileri alıyordunuz,


Liberal-serbest piyasa gereği istediğiniz fiyatlandırmayı yapıyordunuz,


Çalışana açlık sınırı altında maaşta anlaşabiliyordunuz,


Çalışanın ‘grev’ kararını durdurabiliyordunuz…


Onun için de ‘iktidara’ her toplantınızda övgüler dizdiğiniz gibi, aldığı kararların ‘istikrarı’ sağlayacağından söz ediyordunuz!


Demek ki neymiş: halkın alım gücü olmadan olmuyormuş!


***


Türkiye Odalar-Borsalar Birliği ‘iktidarın’ yanlışlarını gizleyen, olumsuzluklarını savunan bir kurum olma özelliğini sürdürürken, ‘şirket’ konulu açıklamalarında ‘gerçeği’ söylemekten kaçınamadılar!


Sürekli yerli-yabancı yatırımcıdan söz edilirken, özellikle de ‘yabancı yatırıcının’ ülkeye nasıl getirileceği konusunda düşünce jimnastiği yapılırken, ‘mart şubattan, nisan marttan daha iyi olacak’ denirken şunlar açıklanmadan yapılamadı:


* Ülkemizde şirket sayısı nisanda önceki aya göre 5.16, geçen yılının aynı ayına göre 20.85 azaldı.


* Kapanan şirket sayısı nisanda önceki aya göre 13.44, geçen yılın aynı ayına göre 25.61 arttı.


***


Şirketler, ülke ekonomisinin gelişme göstermesiyle doğru orantılı olarak artar-azalır!


Şirket hammadde bulmaktan hammaddeyi işlemeye, üretmekten pazarlamaya, çalışanından haklarına varana değin sıralanan özelliklerin tamamının bir arada olması durumunda kalıcılığını sürdürür.


‘İktidarın’ esintisine kapılıp, eğrilerini görmekten kaçınmakla birlikte, ‘çok’ kazanmanın yollarını bulan ‘şirketler’; karşılaştıkları ‘ilk’ zorlukta çağlıklarını yükseltmeye başlasalar da, düne değin yaşadıkları-yaşattıkları ‘düne değin kazanırken iyiydi’ diye karşılarında durur!


En küçük sarsıntıda;


‘İktidar’ kredi musluklarını açtı diye,


‘İktidar’ dar gelirliyi tükettirmeye zorladı diye,


‘İktidar’ tüketim vergilerinde indirim yaptı diye ‘istikrardan’ söz ettiniz…


‘İktidar’ emekçiyi, asgari ücretliyi, emekliyi ‘biraz’ daha küçülttüğü için bayram ettiniz…


Bugün ‘sizde’ zordasınız!


***


Ağır ekonomik zorluklar yaşamayı, dün edindiklerini bugün yitirmeyi, bolluktan yokluğa yönelmeyi kimse istemez de…


Bu ülkenin ‘ezileni’, bu ülkenin ‘doyumsuzu’, bu ülkenin ‘dar gelirlisi’, bu ülkenin ‘emekçisi’, bu ülkenin ‘işçisi, çiftçisi, öğrencisi, akademisyeni, bilim insanı, ev hanımı’ istemez de…


Bu ülkenin topraklarında, bu ülkenin suyuyla can bulacak ürünlerinin yetişmesini istemeyenler, bu ülkede can bulmasın diye sıfır vergilerle dışalım gerçekleştirenler, çalışanları işsizleştirenler, toprağı verimden uzaklaştıranlar ‘bal gibi’ bu ülkenin ‘zorluklar yaşamasını’ istiyorlar!


Buğday hasadından önce ‘buğday’, ayçiçeği hasadından önce ‘ayçiçeği’ vergisiz dışalımını açıklayın açıklayabildiğiniz kadar!


Buğday, mısır, ayçiçeği ekim alanlarının düştüğünü yalanlayın yalanlayabildiğiniz kadar!


Dün Tüsiad’lar vardı, bugün ‘iktidar’ renkli yenileri de var!



YEREL EGO…



‘İktidarın’ taşımaktan uzak durmadığı ‘ego’, yerel yönetimlerin üzerine de abandı! Çalım, hava, güç… Sinema filmlerinde izlerdik! Özellikle de tarihsel olanlarda! Gençlik kanlarımızın şaşkın-şapşal yön aldığı dönemlerde... Biri çıkar, koca orduya ‘eyy’ diye emirler yağdırıp alanlara sürer. ‘Ben’ demeden, tümceye ‘ben’ yüklemeden, ‘ben’ demenin gücünü kılıç zoruyla gösteren ‘egolar’… Biri ülkenin başında bunları yapanları kınayanlar, yerelde aynısını yapmanın yollarını arıyorlar. Kendileri olmadan ‘olmuyor’ gibi, kendileri olmadan ‘işler’ yürümez gibi, kendileri olmadan Adana ‘bitermiş’ gibi! Yapmayın! Daha iki ayı bile doldurmadan, halktan aldığınız oyu ‘halkın boğazına’ durdurmayın! Halk sizden ‘egosuz’, yalın, saydam, içten beş yıl bekliyor!


Oktay EROL

21.05.2019 22:16:01

YAZARLAR


CHP’DE KADIN KOLLARI SEÇİM TAKVİMİ AÇIKLANDI

TESCİLLİ KARPUZ HASADI YAPILDI. ADANA’DA KARPUZUN KİLOSU MARKETTE 25 LİRA

ADANA ŞALVARI TESCİLLENDİ

ADANA VALİLİĞİNDEN “BAYĞARALAR” AÇIKLAMASI

BALCALI HASTANESİ POLİKLİNİK BİNASI GÜÇLENDİRİLDİ

CHP’Lİ BULUT: AŞI REDDİ 40 BİNİN ÜZERİNDE

SULAMA SEZONU ADANA'DA BAŞLADI

ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNDE BİR İLK

DEMİRÇALI ENGELLİ PERSONELİ MAKAMINDA AĞIRLADI

HİBE KONAK SOSYAL TESİS OLACAK

PASİF AGRESİFLERİN BİTMEK BİLMEYEN MAZERETLERİ VAR!

BAHAR YORGUNLUĞU İLE BAŞ ETMEK İÇİN 6 ÖNERİ

ÇİLTAR MASA TENİSİ İHTİSAS SK FİNAL-FOUR’DA

"GÖZLERİ KÖR, KULAKLARI SAĞIR, DİLLERİ LAL OLMUŞ"

HALİL NACAR SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVİNE DÖNDÜ

ATDSK’DAN KARALAR’A FORMA

KIZ MESLEK LİSESİNE ERKEK MÜDÜR ATANDI