ÜRÜNLERİN YÜZDE 60
Manşet Haber 9.06.2019 16:15:28 0

ÜRÜNLERİN YÜZDE 60'I İHRAÇ EDİLİYOR

ÜRÜNLERİN YÜZDE 60'I İHRAÇ EDİLİYOR


Adana’da 27 yıldır meyve ve fidancılık sektöründe hizmet veren tesisleri gezen Vali Mahmut Demirtaş, kent ekonomisine ve istihdama katkı sağlayan firmalara desteğin devam edeceğini söyledi.
Vali Mahmut Demirtaş, Eşi Beyhan Demirtaş ile birlikte özel bir fidancılık firmasına gerçekleştirdiği ve İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Ali Tekin'in de hazır bulunduğu incelemeleri sırasında firma yöneticileri Gürsel Tanrıver ve Emine Tanrıver’den üretim, istihdam ve ihracat konularında bilgiler aldı.
Firma yöneticileri Vali Demirtaş'a verdikleri bilgilerde, 1992 yılından bu yana faaliyet gösteren Beta Fidancılık'ın, Damızlık parselleri, Biyoteknoloji ve Doku kültürü Laboratuvarları, tam otomasyonlu seraları ve deneyimli uzman kadrosuyla meyve ve fidancılık sektöründe Ar-Ge yapan, teknoloji üreten entegre bir firma olduğunu ifade etti.
Firma yöneticileri, Vali Mahmut Demirtaş'a verdikleri bilgilerde, tesislerde üretilen ürünlerin yüzde 60'ının yurt dışı pazarlara ihraç edildiğini, BETA Ar-Ge departmanında meyve ıslah projeleri ve moleküler biyoloji çalışmalarının en titiz şekilde yürütüldüğünü belirtti.
Verdikleri bilgilerin yanı sıra fidancılık sektöründeki başarılı çalışmaları ve Ekonomiye katkılarından dolayı firma yöneticilerine teşekkür eden Vali Mahmut Demirtaş ise, üretim ve istihdama katkı sağlayan firmaların daima yanlarında olacaklarını vurguladı.








YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°