“UYANIN”

“UYANIN”

Geçtiğimiz günlerde Orhan Kemal´in yazdığı “Eskici Dükkânı” adlı tiyatro oyununu izledik. Türk edebiyatının büyük ustası Orhan Kemal´in ürün verdiği türlerden biri de tiyatro oyunlarıdır. Her zaman insandan, umuttan ve aydınlıktan olan Orhan Kemal´in değişmez tavrını bir kez daha gözler önüne seren oyunlardan Eskici Dükkanı´nı Adanalı Dost Oyuncularının müthiş performansı ile izledik.

Kitap okumayan bir milletiz. Ama bir tiyatro izlemek veya bir film izlemek bir kitap okumamaya bedel diyebiliriz.

Konu, 1946-1948 yılları arasında Adana´da geçer. Kişiler gerçekten yaşamış ya da yaşamamışta olmayabilirler. Ama oyunun tamamı bir bütün olarak Adana ortamının her bakımdan yerel renklerini taşıyor. Özellikle şive tam “Adanalıca” diyebiliriz.

Orhan Kemal sanki bugünleri o günden görmüş de yazmış. Kuşak çatışmalarının yaşandığı oyunda bugünkü koşullara da bir yanıt niteliğinde sayılan Eskici Dükkânı´nı kaçırmamanızı isterim. (Oyunun tekrarı 5 Mayıs 2018 Cumartesi günü)

Ve oyunun konusuna gelince; Abidinpaşa Caddesi´nde olan eskici dükkânını almaya çalışan yabancılar, Topal Eskici´ye 3 bin lira fiyat veriyorlar. Eskici bunların İngiliz olduğunu anlayınca dükkândan kovuyor. Daha sonra fiyatı 5 bine 10 bine çıkarıyorlar ama Topal Eskici yine satmıyor. Aradan bir süre geçiyor, 2 oğlu pamuk toplamaya gidiyor ve sivrisineklerden dolayı sıtmaya yakalanıyorlar, güçlükle Adana´ya geri dönüyorlar. Ölümcül hastadırlar. Topal eskici daha önce dükkânını 2 bin liraya almak isteyen göçmen Türk´e oğullarını kurtarmak için 1200 liraya satmayı kabul eder. Ama aynı yabancılar bu kez fiyatı 20 bin liraya yükseltirler.

Kurtuluş Savaşında Kuvvacı olarak çarpışan Topal Eskici savaşta bir ayağını kaybettiği için yabancı ülke insanlarına karşı kin beslemektedir. 20 bin lirayı duyan ve bu fiyata satılmasını isteyen başta karısı olmak üzere herkese karşı çıkar. Ve şöyle der:

“Bunnarda para çok. Bugün benim dükkanımı yarın sizin evlerinizi, birgün, bağ, bahçelerinizi, derken ırzımızı namusumuzu, ardından vatanımızı…bana bakın banaaa! (Topal bacağına vurarak) Bu vatanın kurtuluşuna bacak verdim ben, bacaaak,! Üzerinize ölü toprağı mı serpildi? Uyanın Ashabül Kehf uykusundan eşşeoğlu eşekler..” der ve seyircilere dönerek “Uyanın!” diye bağırır.

İşte bu son sözler seyirciden büyük alkış almıştır. Bu alkışlar; Yakın tarihimizde yabancılara mülk satışı için yasa çıkaranlara, izin verenlere ve satanlara karşı, Adana Dost Oyuncuları´nın performansıyla birlikte Kuvvacıların birer tepki alkışlarıydı.

Orhan Kemal´in bu oyunu seyretmek bende büyük bir iz bıraktı. 71 yıl önce o günden bugünleri gören Orhan Kemal´i anarken ve o günleri bugüne taşıyan Adana Dost Oyuncuları´na, yönetmeni ve tüm ekibine teşekkür ediyoruz.

Vahit ŞAHİN

9.03.2018 00:29:18

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI