UZMAN ÇAVUŞLARIN SORUNLARI
Manşet Haber 22.11.2017 19:30:10 0

UZMAN ÇAVUŞLARIN SORUNLARI

UZMAN ÇAVUŞLARIN SORUNLARI

Terör olaylarına karşı canlarını siper eden TSK’da sözleşmeli olarak görev yapan Uzman Çavuşlar, “Biz şehit olduktan sonra değil yaşarken değerli olmak istiyoruz” dediler.
Uzman çavuşlar adına sitemize gönderilen ve” 3269 sayılı kanuna tabi Uzman Çavuşların sorunları? “ başlıklı 14 maddeden oluşan sorunları ve çözüm önerileri şöyle:
“1-1986 yılında 3269 sayılı kanun tabi çalışmaya başlayan uzman çavuşlar devletin tek sözleşmeli personelidir. kadro verilmesi elzemdir.
2-Çalışma şartları ile ilgili hiçbir yönetmelikleri yoktur.
3-Doğu görev süreleri 4-5 yıldır sb astsb da bu 2 yıldır. Geçici görevlendirme ile gittikleri doğu görev süreleri şark süresinden sayılmaz.25 yıl görev yapan bir uzman çavuşun 22 yılı doğuda ev götürülemeyen üs bölgelerinde geçer.
4-TSK sağlık yönetmeliğinde hastalıklar çizelgesinde isimleri yoktur. hastalanırlarsa meslekten atılırlar.
5-Sözleşmeli olduklarından dolayı meslekten atılma ile ilgili devamlı şekilde baskı mobbinge maruz kalırlar.
6- Sadece uzman çavuşlara devlet tarafından tabanca verilmez kendi paralarıyla almasını isterler. Onu da taktırmamak için elinden geleni yaparlar.
7-Orduevlerine alınmazlar 8-lojmanlardan hak oranları SB’lara %55 ASTSB’lara %40 uzman çavuşlara %2.5 dur.
9-Atamaya esas raporlarda dahil edilmezler.
10-Rütbelerin kıdemden sayılması yoktur 1 yıllık uzm.çvş.la 20 yıllık uzm.çvş aynı maaşı alır.
11-Yabancı dil sınavı kurs, kamp ödül gibi şeylerden yararlandırılmazlar.
12-Erlere yaptırılan işleri zorla yaptırılmaya çalışılır yoksa meslekten atma ile tehdit edilir. 13-emekli olmak için görev şartını doldurmuş yaş şartını dolduramayanlar bir kaç sivil memurluk ve ya açıkta bekleyince kanunsuz şekilde ek göstergeden ve emekli uzman çavuş haklarından faydalanamazlar.
14-Spor ve yazılı testlerinde 22 yaşındaki yaptıkları bütün testler 45 yaşında da istenir.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°