VALİ BELEDİYEEVLERİ MAHALLESİNDE SORUN DİNLEDİ
Manşet Haber 6.09.2018 15:07:31 0

VALİ BELEDİYEEVLERİ MAHALLESİNDE SORUN DİNLEDİ

VALİ BELEDİYEEVLERİ MAHALLESİNDE SORUN DİNLEDİ

100.Yıl Mahallesi Muhtarı Mehmet Yakar ile Belediye Evleri Mahallesi Muhtarı Yemliha Yücel ve vatandaşlarla bir araya gelen Vali Mahmut Demirtaş, dile getirilen sorunlar ile mahallelere yönelik talep ve beklentileri dinledi.
Vali Demirtaş, bu buluşmaları gerçekleştirmesindeki amacının sorunları bizzat muhtar ve vatandaşlardan dinlemek, dile getirilen eksikliklerin ivedi bir şekilde giderilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde gerekli çalışmaları yapmak olduğunu vurguladı.
Çukurova ilçesine bağlı 100.Yıl ve Belediye Evleri Mahallelerinde ikamet eden vatandaşlar, imar ve kentsel dönüşüm, ulaşım, alt ve üst yapı eksiklikleri, eğitim, sağlık gibi çeşitli konulardaki taleplerini dile getirirken, Vali Mahmut Demirtaş kendisine aktarılan sorunların çözümü için gerekli çalışmaların takipçisi olacağını söyledi.
Vali Demirtaş’ın muhtar ve vatandaş buluşmaları, mahalle sakinlerinin, sorunlarının çözümüne yönelik duyarlı yaklaşımından dolayı teşekkür mesajlarını iletmeleriyle son buldu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°