VETERİNERLERDEN KURBANLIK UYARISI
Manşet Haber 9.07.2019 17:07:35 0

VETERİNERLERDEN KURBANLIK UYARISI

VETERİNERLERDEN KURBANLIK UYARISI

Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, vatandaşlarımızın kurban alırken mutlaka belediyelerin belirlediği kurban satış yerlerinde kulağı küpeli ve büyükbaşlarda pasaportu olan hayvanları almalarını önerdiklerini ifade etti.
Adana’da kurban olmaya uygun 11.889 büyükbaş ve 142 bin 625 Küçükbaş hayvan nulunduğuna dikkat çeken Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse,”Geçen yıl bu rakamlar büyükbaşta 11.239 ve küçükbaşta 109.074 idi. Ayrıca da ilimize Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan kurbanlıklar geldiğinde ki her yıl gelmektedir. Kurban hayvan sıkıntısı olmayacağı görülmektedir.” dedi.
KULAĞINDA KÜPE
Oda Başkanı Köse’nin kurbanlıklarla ilgili uyarıları şöyle:
“Vatandaşlarımızın kurban alırken mutlaka Belediyelerin belirlediği kurban satış yerlerinde kulağı küpeli ve büyükbaşlarda pasaportu olan hayvanları almalarını öneririz. Hayvanın kulağında küpe olması demek o hayvanın Veteriner Hekim muayenesinden geçtiğini ve sağlıklı olduğunu gösterir.
Satın alacağımız kurbanlıkların tüylerinin parlak, çevreyle ilgili, bakışlarının canlı olması, herhangi bir uzvunun eksik olmaması gerekmektedir. En doğru seçim Veteriner Hekiminize danışılarak yapılacak seçimdir.
Kurbanlık satış yerlerinde görevli Veteriner Hekimlere her zaman danışılabilir. Meslektaşlarımızın halkımıza yardım için orada olduğunu unutmamalıyız. Kurbanlıkların kesim işleri de çok önemlidir. Her bayramda yurttaşlarımız kesimi kendisi yapmaya çalıştığı için kendilerini yaralamaktadır. Kesim mutlaka ehil kişilerce ve belediyelerin belirlediği kesim yerlerinde yapılmalıdır. Ayrıca ehil olmayanların kesim yapması sonucu % 5 – 10 civarında etin israf olduğu ve derilerinde kesilmesi nedeniyle ekonomik değerini yitirdiği gözlenmektedir.
Yurttaşlarımız kurban kesiminden sonra etlerini klimalı bir odada ölüm sertliği geçinceye kadar bekletmelidir. Buzdolabında üst üste yığmadan saklamalı ve ertesi günü tüketmelidir.
Sonuç olarak belediyelerin satış yerlerinden alıp; belediyelerin belirlediği kesim yerlerinde kesip Veteriner Hekim’lerimize muayene ettirilmesi herkesin yararına olacaktır.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°