YANLIŞ KULLANILIYOR, TUZLANIYOR, KALİTESİ BOZULUYOR, VERİMSİZLEŞİYOR, YOK OLUYOR

YANLIŞ KULLANILIYOR, TUZLANIYOR, KALİTESİ BOZULUYOR, VERİMSİZLEŞİYOR, YOK OLUYOR

Yanlış Kullanılıyor, Tuzlanıyor, Kalitesi Bozuluyor, Verimsizleşiyor, Yok Oluyor,... 5 Aralık Dünya Toprak Günü



5 Aralık Dünya Toprak Günü, insanlık ve dünyamızın sürdürülebilir sağlıklı geleceği için kutlu olsun.

Toprak İnsan İlişkisi
İnsanın doğa ile tanışmasından bu yana en çok zarar son yüzyılda verdi toprağa. Başlangıçta üretimi artıracağım diye toprağın kapasitesini artırmak için toprak işleme, gübre, ilaç ve su girdilerini hesapsız uygulaması sonucu kısa sürede toprağın veriminin-kalitesinin düştüğünü ve zamanla üretim veremez olduğunu gördü. Toprağın milyonlarca yılda bünyesinde biriktirdiği organik maddenin yarısını ağır toprak işleme ile okside ederek atmosfere karbondioksit CO2 olarak saldı ve bugün küresel ısınmanın nedeni olarak CO2 birincil sera gazı olarak gösterilmektedir. Toprakların yanlış kullanımı konusunda en büyük sorunlardan biri de aşırı sulamanın neden olduğu tuzlanma ve kuraklıktır. İçinde bulunduğumuz yarı-kurak Akdeniz iklim kuşağında salma sulama ve ihtiyacının üzerinde kimyasal gübre kullanımı başta Harran ovası ve Çukurova bölgesi topraklarında tuzlulaşma artmaktadır. Bugün Türkiye genelinde 1.6 milyon hektar alanın tuzlulukla karşı karşıya olduğunu biliniyor. GAP’ın sulamaya açılması ile birlikte yanlış sulama ve yanlış toprak-bitki yönetimi nedeniyle 20 bin hektara yakın tarım alan tuzlulaşma durumundadır. Toprakların tuzlulaşması sonucu çoğu bitkinin yetişmesi ve ürün kapasiteleri sınırlanmıştır.

Türkiye 30 Yılda Yaklaşık 5 Milyon Hektar Tarım Arazisini Kaybetti
Bütün Türkiye, topraklarını çok dikkatli kullanmak zorunda; çünkü toprak varlığımız gün geçtikçe azalıyor. Türkiye topraklarının Türkiye, tüm dünyada toprak rezervleri azalan 20 ülkeden biri. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı istatistiği verilerine göre 1988 yılında 41.940 bin hektar tarım alanı 2017 yılından 37.992 hektara düşmüştür. Yine 1988 yılında 24.786 bin hektar işlenen tarım alanı 2017 yılında 20.032 bin hektar düşmüştür. 28 yılda toplamda 4.754 milyon hektar tarım toprağı amaç dışı kullanılmıştır. TÜİK verilerine göre 1994 yılında yaklaşık 28 milyon hektar olan tarım arazisi, 2017 verilerine göre yaklaşık 4.550 milyon hektar azalmıştır. Başka bir deyişle, toplam tarım arazilerinin yüzde 16’i kadarı tarımsal üretim dışına çıkmıştır.
1970 yılında kişi başına 4400 m2 tarım arazisi düşerken, bu değerin 2008 yılında yarı yarıya azaldığı (2800 m2) ve 2018 yılında 2490 m2 toprak varlığı ve kişi başına 9700 m2 kara parçası düşmektedir. Günümüzde Türkiye topraklarının yüzde 35.8’i tarım için kullanılıyor. Ancak var olan toprakların sadece yüzde 6.5’i birinci sınıf kaliteli ve verimli tarım toprağı.
Tarım topraklarının azalmasının ve verimsizleşmesinin en önemli nedenleri ise erozyon ile göçle birlikte gelişen kentleşme ve sanayileşmedir. Köyden kente göç olgusuyla son 40 yılda geniş miktarda tarım toprağı yerleşim yeri, endüstri ve endüstriyel amaçlı kullanıma açılmıştır. Manisa, Afyon, Kütahya, Eskişehir, Bilecik, Çanakkale bölgesinde geniş miktarda tarım toprağı seramik ve tuğla yapımı için doğal ortamlarından alınması ve alınmaktadır.
Çevre ve şehircilik Bakanlığı verilerinden üretilen Grafik 1- 5403 Sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu Kapsamında Tarım Arazilerinin Amaç Dışı Kullanımı (2001-2017)

Kaynak: https://cevreselgostergeler.csb.gov.tr/amac-disi-kullanilan…
Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü 2017 yılı verilerine göre 1989-2017 dönemleri arasında Türkiye’de toplam 2.583.004 ha tarım arazisi tarım dışı kullanımına izin verilmiştir. 2005-2017 döneminde tarım dışı kullanımına izin verilen 700.975 hektar arazinin sınıf dağılımı ise %61,7’si kuru marjinal tarım arazisi, %23,8’i mutlak tarım arazisi sınıfındadır. Yasal olarak Anayasanın güvencesinde olan ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu; “sulu ve verimli tarım arazilerinin korunmasına, zorunluluk olmadıkça marjinal tarım arazileri dışındaki tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmamasına” yönelik hükümler içermektedir.
Grafik 2- 2006-2017 Tarihleri Arasında Amaç Dışı Kullanım İzni Verilen Arazilerin Sınıflarına Göre Dağılımı

Kaynak: Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kamu spotları ve İllerde Valilerin başkanlığındaki Toprak Koruma Kurullarında yapılan uyarılara rağmen yine bakanlık verilerine göre 2017 yılında toplam 7.401 adet tarım dışı amaçla kullanım izni başvurusu olmuş ve toplamda 38.678 ha alanın tarım dışı amaçla kullanım izni almıştır.

Kırsaldan Kente Göç Tarım Toprakların Üretimden Çıkardı
Türkiye topraklarının yüzde 78.8 erozyon tehitidi altında. Kente göç ile birlikte gelişen yapılaşma ve sanayileşme ise tarım topraklarının yüzde 5’ini işgal etmiş durumda.

Toprak Kalitesi Bozuldu Beraberinde Toplum Sağlığı da bozuldu.
Toprağın verimsizleşmesinin başlıca nedenlerinden biri de pestisit, herbisit ve suni gübrenin aşırı kullanımının neden olduğu toprak kirliliği. “Toprak kirliliği engellenmezse ürün ve gıdaların toplum sağlığını bozması kaçınılmaz olacak”. Son yılarda artan gıda kalitesi talebinin önemli kısmı da toprağa ve bitkiye uygulanan kimyasallardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Toprağa uygulanan gübre, ilaç ve diğer girdiler toprak kalitesi bozdu ve buna bağlı olarak besin zinciri üzerinden toplum ve diğer canlıların sağlığı da bozuldu. Ekolojinin özelliklede toprak ekolojisinin ilkelerini iyi bilmediğimiz ve işletemediğimiz için bugün ciddi sorunlar yaşamaya başlıyoruz.
Bütün bu göstergeler toprağın yerinde amaca uygun kullanımının önemini ve ciddi önlemlerin alınmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Toprağı ve canlı yaşamı, olası tehditlerden korumak için büntsellikli bir yaklaşımla doğaya ve toprağa saygı yanında onu korumamız gerekiyor. Dünyanın toprak kaynaklarının insanlığın besin sağlama kaynağı olması nedeniyle kesinlikle
Tarım topraklarının artık amaç dışı kullanımına son verilmeli ve tarım toprakları mutlak koruma altına alınmalıdır. Toprak kirliliği ile ilgili yasal düzenlemelerin Anayasal çerçevede etkin olarak işlenmesi, toprak envanterinin çıkarılması, kaynakların korunması için Toprak–Su teşkilatlarının oluşturulması, tarım ve sulamaya uygunluğu da belirten detaylı toprak haritaları ile tarımın planlı yapılması öncelikli önlemlerin başında gelmektedir.

İnsanlığın Biricik Beslenme Kaynağı Toprak Koruma Altına Alınmalıdır
Bu bağlamda canlılara ev sahipliği yapan ve ortam sağlayan toprak konusunda toptan bir bilinçlenme ve farkındalık yaratmak zorundayız. Toprağın yalnızca tarımsal bir ortam olarak değil aynı zamanda dünyanın organik ve inorganik mineral dengesini sağlayan en önemli organı olduğunu da bilmemiz gerekir. Atmosferdeki CO2’nin uzun sürede tutulduğu ortam topraktır. Toprak yaşamın birçok alanında kullanılabilme özelliğinden dolayı ünik ve kendine has temel özellikleri olan bir yapıdır. Toprak bilimi temel bilimler sınıfından yeniden ele alınması gereken çok önlü ve fonksiyonlu bir yapıda olması nedeniyle insanlığın hep ilgisini üzerine çekmiş, çoğaltılamayan ve başka bir gezegende olmayan tak varlıktır.
Unutmayalım toprak yoksa yaşam yok. Toprak yoksa bitkisel üretim ve gıda yok.

5 Aralık Dünya toprak günü kutlu olsun. Toprak sevgisi ve bilinci ile kalın.
Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ,
Çukurova Üniversitesi,
iortas@cu.edu.tr
4 Aralık 2019. Adana

İbrahim ORTAŞ

5.12.2019 22:04:08

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI