YARGIDA RÖVANŞ MI ALINIYOR?
Manşet Haber 24.02.2017 11:59:46 0

YARGIDA RÖVANŞ MI ALINIYOR?

YARGIDA RÖVANŞ MI ALINIYOR?

Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili, KİT Komisyonu Üyesi İbrahim Özdiş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a hakkında inceleme başlatılan Karşıyaka Hakimi Ayşe Sarısu Pehlivan’ın “Bir rövanş almanın” hedefi olup olup olmadığını sordu.
TBMM oturumunda söz alan CHP Milletvekili Özdiş, “Hayır diyenlerin, PKK’lı muamelesi göreceğini” açıklayan Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin ardından, yargıdaki tarafsızlık tartışmalarının gündeme geldiği dönemde yargı bağımsızlığı konusunda açıklama yapan Pehlivan hakkında inceleme başlatılmasının manidar olduğunu söyledi. Konuşmasında Adalet Bakanı Bozdağ’a sorular yönelten TBMM’nin aktif milletvekillerinden İbrahim Özdiş, Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Pehlivan’ın başına gelenlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Özdiş, TBMM oturumundaki konuşmasında görüşleri belirterek konuyu Adalet Bakanı’na şöyle sordu:
“Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri ve Karşıyaka Hâkimi Sayın Ayşe Sarısu Pehlivan yargı bağımsızlığını ve devletin düzenini ilgilendiren bir konuda muhalif bilinen bir gazeteye demeç verdi diye HSYK tarafından hakkında inceleme başlatılmış. Sayın Pehlivan'ın yaptığı açıklamaya baktığımızda, sendikayı temsilen söylenmiş sözler, açıklanmış düşünceler görüyoruz. Sayın Pehlivan'ın hiçbir kesimi tehdit etmeden, ötekileştirmeden düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında yaptığı açıklamadan dolayı başına gelenler kabul edilemez. Antalya'daki başsavcı vekili olayının rövanşı mı alınmak istenmektedir?”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°