Manşet Haber 24.09.2018 20:07:41 0

''YAŞ SINIRINA TAKILAN VATANDAŞLARIMIZ MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİ''

''YAŞ SINIRINA TAKILAN VATANDAŞLARIMIZ MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİ''

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, 1999 yılında çıkarılan bir yasayla kazanılmış emeklilik hakları elinden alınarak mağdur edilen on binlerce yurttaşın sorunlarına çözüm üretilmesi amacıyla TBMM'ye kanun değişikliği teklifi sundu.

Kamuoyunda 'Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) olarak bilinen on binlerce mağdurun sorunlarına çözüm üretilmesi için mücadele eden CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, bu konuyla ilgili çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Yurttaşların sesi olmaya çalışan Ayhan Barut, son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nde bulundu. Mağduriyetin giderilmesinin toplum vicdanını rahatlatacağını anlatan Ayhan Barut, 'Prim gününü doldurup yaş sınırına takılan vatandaşlarımızın emekli olması hem kişilerin mağduriyetini giderecek hem de genç işsizliği önlemek adına çok önemli bir adım olacaktır' dedi.

SORUNU ANLATIP ÇÖZÜM İSTEDİ

8 Eylül 1999 tarihinden önce sigorta primi yatırmaya başlayanların prim günü dolmakla birlikte emekli olduğunu anımsatan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'Ancak bu tarihten sonra sigorta primi ödemeye başlayanlar emekli olmak için prim gününü doldurduğu halde getirilen yaş sınırına takılmışlardır. Bu durum dahilinde emekli olamayan milyonlarca mağdur vatandaşımız bulunmaktadır. Prim gününü doldurup yaş sınırına takılan vatandaşlarımızın emekli olması hem kişilerin mağduriyetini giderecek hem de genç işsizliği önlemek adına çok önemli bir adım olacaktır. Milyonlarca vatandaşımız işsiz ve mağdur bir şekilde emeklilik için yaşının dolmasını beklemektedir. Bu durumdaki vatandaşlarımızı işverenler işe girmek için yaşlı görürken, devlet emeklilik hakkı vermek için genç olarak değerlendirmektedir. Bu durumda bulunan vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi ve genç işsizliğin önlenmesi amacıyla emeklilikte yaşa takılanların emekli edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Kanun teklifimiz ile emeklilikte yaşa takılanlar diye adlandırılan emeklilik hakları elinden alınmış vatandaşlarımızın bu haklarının iade edilmesi için gerekli düzenlemenin yapılması amaçlanmıştır.'

TEKLİF NEYİ ÖNGÖRÜYOR?

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut'un 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na eklenmesini istediği maddede, şu ifadeler yer alıyor:
'Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bu Kanuna ile mülga sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik için gereken prim gün sayısı koşulunu sağlayıp yaş koşulunu sağlamayanlardan, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden itibaren, bir defaya mahsus olmak üzere, 3 ay içinde Kuruma yazılı olarak başvuranlara yaşlılık aylığı bağlanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.'


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°