“YENİ MEDYA” AİLEYİ NASIL ETKİLEDİ?
Manşet Haber 28.03.2019 14:00:58 0

“YENİ MEDYA” AİLEYİ NASIL ETKİLEDİ?

“YENİ MEDYA” AİLEYİ NASIL ETKİLEDİ?







ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ, ÇİFTLERİN İLİŞKİSİ BOZULUYOR





“Yeni Medya ve Aile” Çalıştayı, Üsküdar Üniversitesinde
gerçekleştirildi. Üsküdar Üniversitesi ve İstanbul Aydın Üniversitesi
ortaklığı, Millî Eğitim Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü paydaşlığıyla
düzenlenen çalıştayda; iletişim, tıp, adli bilimler, psikiyatri, çocuk
gelişimi, psikoloji ve sosyoloji gibi farklı alandan 86 uzman, yeni medya ve
aile ilişkisini her yönü ile ele aldı. Çalıştay sonunda açıklanan sonuç
bildirgesinde, yeni medyanın çocuklarda dikkat eksikliği ve davranış
bozukluğuna yol açtığı, çocukların yetişkinler tarafından cinsel tacize açık
duruma geldiklerine dikkat çekildi. Bildirgede yeni medyanın eşler arası
duygusal bağların zayıflığından yararlandığı da vurgulandı. Ailelerin siber
güvenlik konusunda bilgili olmadığına yer verilen bildirgede, siber zorbalıkla
ilgili yeni bir yol haritasına ihtiyaç olduğu ve medya okuryazarlığı eğitiminin
yaygınlaştırılması gerektiği de vurgulandı.





“Yeni
Medya ve Aile” Çalıştayı; Üsküdar Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi ve
Millî Eğitim Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü ortaklığı ile Üsküdar Üniversitesi
Güney Yerleşkesi’nde düzenlendi.





Yeni
medyanın etkileri doğru gözlemlenmeli





Üsküdar
Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör, hayatımızın
içerisinde yeni bir olgu olarak yer alan yeni medyanın, kısa sürede gelişerek
hızla toplumsal dokulara ve kültürün içine eklemlendiğini söyledi. Bir olgunun
toplumsal ve kültürel bir olgu olarak tanımlanmaya başlamışsa, bir toplumun
dokuları arasında yer almaya başlamışsa artık toplumsal dönüşümü etkileyeceğini
de belirten Güngör, üniversitelerin bu süreci doğru şekilde izleyip gereken
önlemlerin alınmasında önemli bir görev üstlendiğini kaydederek “Bu etkinin
yönünü belirlemek çok önemli, eğer topluma giren yeni dinamiği kendi haline
bırakırsanız o toplumsal değişimin ne tür etkilere neden olacağını kontrolsüz
bırakırız. Bu durumda daha sonra ortaya çıkacak olumlu ya da olumsuz her tür
süreçten biz sorumluyuz demektir. Üniversitelerin görevi toplumsal hayatın
içerisine dahil olan yeni dinamikleri anında gözlemlemek, anında ve doğru
izlemek, doğru yöntemlerle izlemek ve bu toplumsal eklemlemelerin doğru bir
sentezleme ile yol almasını sağlamaktadır” dedi. Prof. Dr. Nazife Güngör,
çalıştayda gerçekleştirilecek komisyon çalışmalarından çıkacak görüş ve
önerileri Milli Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile ilgili kurumlarla
paylaşacaklarını söyledi.





Çözüm önerileri ortaya konulacak





İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Hülya Yenğin de iletişimde bir değişim ve dönüşümün yaşandığını, bu durumun
toplumun temel taşı olan aileyi etkilediğini belirterek “Toplumun her kesimini
etkiliyor, bireylerin alışkanlıklarını da belirliyor, bir yaşam biçim sunuyor,
bir yaşam biçimi oluşturuyor. Toplumun temel taşı aile de yeni medyayı seviyor
ve kullanıyor. Yeni medya aile yaşamının içine yerleşiyor. Bu çalıştayda yeni
medyanın etkileri tartışılacak, oluşturduğu sorunlar belirlenecek. Çözümler
bulunacak, yeni medyaya bağımlılık tartışılacak. Yeni medya ve etik masaya
yatırılacak, anne baba çocuk iletişiminde yeni medyanın etkisi belirlenecek.
Yeni medya ve sağlık sorunları irdelenecek. Sosyal politikalar ve hukuki
iyileştirmeler bağlamında tüm etkiler ve sorunlara çözüm önerileri üretilecek”
dedi.





Çalıştaydan çıkacak sonuçları yol haritası yapacağız





İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı da bu tür
çalışmaları her zaman desteklediklerini belirterek 2023 vizyonunda çok net
belirttikleri gibi okul, çocuk, öğrenci ve ailenin bütünleşmesinin önemine
vurgu yaptı. Üniversitelerin çoklu katalizör görevi gördüğü çoklu çalışmaların
İstanbul’da yoğun bir şekilde devam ettiğini ifade eden Yazıcı, “Bu çerçevede
yeni medyanın çocuğa olan özel etkilerini çok yönlü olarak birlikte görmek çok
önemli. Bu sürecin gelişiminde birlikte değerlendirmeler yapmak, önümüze
özellikle yeni yol haritaları çıkarmak için bizler de buradayız. Akademik
çevrelerce üretilen yeni bilginin, yön verecek uygulamaların ancak buna
inanmış, emek verecek insanlarla mümkün olabileceğine inanıyorum. Buradan
çıkacak çalışmaları yol haritası yapacağız. Burada elde edilecek sonuçların
yeni medya ve aileye yansımalarının mutlaka kendi stratejik çalışmalarımızda
yer almasına gayret edeceğiz. Bu birlikteliği uygulama boyutlarında da ele
alacağız” diye konuştu.





Medeniyet krizi ailede başladı





Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise dünyada
gelişmiş ülkelerin ve özellikle Batı’nın bir medeniyet krizi yaşadığını, bunun
ailede başladığını ve eğitimi etkileyeceğini söyledi. Eğitimin bir ekosistem
olduğunu belirten Tarhan, yeni eğitim vizyonunun o sistemi sadece öğretmen ve
öğrenciden ibaret saymadığını ve ailenin de sisteme dahil edildiğini kaydetti.





Sosyalliği katleden bir sosyal medya





Tarhan, BBC ile Manchester Üniversitesi tarafından dünya genelinde 55 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmanın gençlerle ilgili çok çarpıcı sonuçlar ortaya koyduğuna dikkat çekti. Tarhan, “16-24 yaş arasındaki genç grubunda farklı bir durum, yalnızlık ortaya çıkıyor. Bu yalnızlık dijital bağımlılıkla beraber oluyor. Bu yeni medya demek. Dijital bağımlılığı olan gençler, o kadar çok odaklanmışlar ki kalabalıklar içerisinde yalnızlar. Bu gençlerde sosyal ve psikolojik izolasyon var. Ayrı bir dünyada, sanal bir evrende yaşıyorlar. Adı sosyal medya ama sosyalliği katleden bir sosyal medya. Neden katlediyor? Onlarca arkadaşı var ama biri onu 'like' yapmadığı yani beğenmediği zaman ya da kızdığı zaman pat diye kapatıyor. Oysa gerçek hayatta fiziksel sosyallikte öyle değil. Karşındaki kişiyi ikna etmek zorundasın, sosyal temas zorunluluğu var. Sosyal medya bencil ve sahte bir sosyallik ortaya çıkarıyor” dedi.









Dijital bağımlılığın üç özelliği





Dijital bağımlılıkta üç özelliğin tespit edildiğini belirten
Tarhan, “Birincisi bu kişilerin öz bakımları zayıf oluyor. Kişisel
temizliklerine özen göstermiyorlar. Sıcak yemek yemiyorlar. İkinci özellikleri
dini, milli ve ideolojik aidiyetlere gerek olmadığını düşünüyorlar. Üçüncü
özellikleri ise evlilik kurumunu gereksiz görüyorlar” dedi.





“Aile güçlenirse sosyal medyadaki sorunlar da düzelir”





Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çalıştayda verimli sonuçlar elde edilmesini temenni ederek “Ailenin güçlenmesi demek sosyal medyadaki pek çok sorunun düzelmesi demek. Bunun için de üniversitelerle birlikte eğitim sisteminin dahil olması ve öğretmenlerimizin inanması gerekiyor. Anne ve babayı da eğiten öğretmenlerdir. Öğretmenler aslında anne-babaya mesaj veriyor” dedi.









“Yeni medya” her yönü ile ele alındı





“Yeni Medya ve Bağımlılık”, “Yeni Medya ve Ebeveyn - Çocuk
İlişkisi, “Yeni Medya ve Eşler Arası İletişim”, “Yeni Medya ve Sağlık
Sorunları”, “Yeni Medya ve Etik” ve “Sosyal Politikalar ve Hukuki
İyileştirmeler” başlıklı oturumlarda iletişim, tıp, adli bilimler, psikiyatri,
çocuk gelişimi, psikoloji ve sosyoloji gibi birçok farklı alanda çalışmalarını
yürüten 86 uzman bir araya geldi.





Çalıştay sonunda grup sözcüleri tarafından tespit, görüş ve
çözüm önerileri paylaşıldı. Buna göre grupların tespit ve önerileri şöyle oldu:





“Yeni Medya ve Bağımlılık”





Tespitler: Bağımlılık, bağlı
olma, sosyal medya gibi alana özgü temel kavramların tanımlanmasında sorunlar
görülüyor. Sosyal medya, mobil, dijital oyun gibi bağımlılık türlerini
belirleyen kriterlerin standart hale gelmemesi. Bilişim teknolojilerinin doğru
kullanımı ve bağımlılık konularında anne-babaların teorik ve uygulama boyutunda
yetersiz olması. Güncel bilişim teknolojilerinin bilinçli ve güvenli kullanımı
konusunda eğitimcilerin yetersiz kalması. MEB’e bağlı okullarda müfredatların
güncel bilişim teknolojileri ile entegre hake gelmemiş olması. Medya Okuryazarlığı
ve Bilişim Teknolojileri derslerini alan uzmanlarının okutmaması.





Öneriler: Temel kavramların
tanımlanması ve kriterlerin belirlenmesi noktasında çeşitli akademik ve özel
sektöre bağlı kurumlarda ölçek geliştirme çalışmalarının desteklenmesi ve geniş
kitlelere uygulanması konusunda kolaylık sağlanmalı. Evlilik arifesinde
kurulacak anne-baba okullarında eğitimler verilmeli. Aileler çocuklarını iyi
gözlemlemeli yetenekleri doğrultusunda yönlendirmeli. Ailelerin yasaklamaya
gitmek yerine aile fertlerinin bir arada dijital detoks yapması ve daha çok bir
arada zaman geçirmeye özen göstermesi. Veli-sınıf toplantılarında konunun
gündeme getirilmesi ve ailelere sosyal medya aracılığı ile ulaşılması. Eğitim
Fakültesi müfredatlarının güncellenmesi, Yeni Medya Bölümü müfredatlarının
güncellenmesi. Derslerin geleneksel öğretim yöntem ve araçları dışında güncel
yöntem ve dijital araçlarla yönlendirilmesi. Üniversiteler, teknik sorumlular,
Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bağımlılık konusunda
çalışan dernekler, İl Sağlık müdürlükleri, müftülükler, sosyal yardımlaşma
dernekleri ortak çalışmalar yürütmeli.





“Yeni Medya ve Etik”





Tespitler: Çocuklar da dahil herkes
içerik üreticisi haline geldi. Bu da medya okuryazarlığını daha da önemli hale
getirdi. Ciddi şekilde dijital emek sömürüsünün yanı sıra yeni medya ile doğru
yanlış her tür bilginin/haberin teyit edilmeden yayılması söz konusu. Dijital
oyunlarda çok fazla marka reklamı, şiddet, cinsellik ve cinsiyetçilik söz
konusu. Yeni medyada özel yaşamın gizliliği ciddi bir şekilde ihlal ediliyor ve
nefret söylemi çok fazla.





Öneriler: Medya okuryazarlığının
yaygınlaştırılması gerekir. Medya Okuryazarlığı dersi zorunlu hale getirilmeli
ve dersleri İletişim Fakültesi mezunlarının vermesi sağlanmalıdır. Ailelere ve
din görevlilerine de Medya Okuryazarlığı eğitimi verilmelidir. Telif Hakları
konusunda çalışma yapılmalıdır. Doğrulama mekanizmaları kurulmalıdır. Etik
ilkeler geliştirilmeli. Reklam Öz Denetim Kurulu bir çalışma yapmalı. Sosyal medyadaki
mahremiyet ihlallerini gidermeye yönelik Sosyal Medya Etik Konseyi kurulmalı.
Habercilikteki etik ihlalleri gidermek için de medya öz denetim kurumları
oluşturulmalı. Nefret söylemini tanımlayan ve önlemeye yönelik yasal çalışmalar
yapılmalı. Aynı zamanda etik ilkeler içinde de nefret söylemini ortadan
kaldırmaya yönelik öneriler geliştirilmeli. Talim Terbiye Kurulu, Milli Eğitim
Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı Reklam
Kurulu, Reklam Öz Denetim Kurulu, Sosyal Medya Etik Konseyi, gazetecilik meslek
örgütleri ortak çalışmalar yürütmeli.





“Yeni Medya ve Ebeveyn Çocuk İlişkisi”





Tespitler: Çocuklarda dikkat
eksikliği, davranış bozukluğu, kaygı problemleri ortaya çıkmaktadır. Birçok
çocuk okula gitmek yerine Youtuber ya da gamer (oyuncu) olmak istemektedir.
Araştırmalar sonucu siber zorbalık yaşayıp bunu paylaşacağını söyleyen
öğrencilerin sayısının çok düşük olduğu görülmüştür. Çocuklar kendi cinsel
fotoğraflarını yayınlamakta ve başkalarından da cinsel fotoğraflar kendilerine
gelmektedir. Çocuklar yetişkinler tarafından cinsel tacize açık duruma
gelmişlerdir.





Öneriler: Konuyla ilgili ebeveynler
bilgilendirilmelidir. Olumlu anne-babalık becerilerine sahip olmaları
gerekmektedir. Anne-babalık eğitimleri yaygınlaştırılmalıdır. Bu eğitimler de
eğitim almış eğitimciler tarafından yapılmalıdır. Ebeveynlerin
bilinçlendirilmesinin yanı sıra öğretmenler de bilinçlendirilmelidir. Okullar
rehberlik servisiyle velileri bilinçlendirmeli, konuk çağırmalı. Çevrim içi
risklerden korunmak adına okullarda önleyici çalışmalar sürdürülebilir şekilde
yapılmalıdır.Önleyici çalışmalara ek olarak müdahale de yapılmalıdır. Siber
zorbalık vakalarında bir yol haritası olmalıdır. Alternatif içerik
üretilmelidir. Ek tedbirlere ihtiyaç vardır.





“Yeni Medya ve Eşler Arası İletişim”





Tespitler: Yeni medya eşler arası
duygusal bağların zayıflığından yararlanır. Yeni medyanın kimlik gizlenerek
kullanılması. Ekonomik zorluklar insanların sosyal aktivitelerde bulunmasını
zorlaştırmakta ve yeni medya mecralarına yönlendirmektedir.





Öneriler: Dijital Medya
Okuryazarlığı eğitimleri yapılmalıdır. Bu eğitimler anaokulu ile beraber
başlamalı, sosyal hayatta devam etmelidir. Ailede eşler arasındaki duygusal
bağların güçlendirilmesi ve aile arasındaki etkileşimin geliştirilmesi
gereklidir. Bunun için evlilik öncesi ve sürecinde kurslar ve eğitimler
düzenlenmelidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üniversiteler ve sivil
toplum kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.





“Yeni Medya ve Sağlık Sorunları”





Tespitler: Sosyalleşememe, sosyal
yaşantının parçalanması. Yeni medyanın psikolojik ve ruhsal sorunları
artırması. Fiziksel sağlık sorunlarını artırması. Artırılmış sanal gerçeklik
uygulamalarının geleceğe yönelik sağlık sorunlarına yol açması. Sağlık
hizmetlerinde hasta ve sağlık çalışanlarının mahremiyetine önem verilmemesi.





Öneriler: Aile fertlerinin birlikte
zaman geçirmeye yönlendirilmesi. Aile içi iletişim konusunda topyekun eğitimler
ve seminerler verilmesi. Hasta ve çalışan hakları yönetmeliklerinde yaptırımlar
artırılmalıdır. Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı,
üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.





“Sosyal Politikalar ve Hukuki İyileştirmeler”





Tespitler: Emniyet Müdürlüğü ve yasal
süreçlerde görev alacak nitelikli personel eksikliği bulunuyor. Aileler
siber güvenlik konusunda bilinçli değil. Çocuklara sosyal medya kullanımı ve
tehlikeleri konusunda farkındalık kazandırılması için bilinçlendirme yapılmalı.
Maddi Hukuk ile ilgili olarak mevzuat belirsiz ve dağınık, süreçler yavaş ve
mağduriyetleri ve suçu aydınlatma konusu zor. Medyada çocuğun korunmasına
ilişkin yasal düzenlemeler yetersiz. Rehberlik ve psikolojik danışmanlık
konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nın politika anlamında müfredatına medyanın
etkileri, siber zorbalık gibi konuların yerleştirmesi gerekir.





Öneriler: Nitelikli personel
konusunda üniversitelerde yüksek lisans ve sertifika programları açılmalı.
Temel Aile Eğitimi konusunda bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları
yapılmalı. Siber zorbalık konusunda aile ve çocuklar duyarlı hale getirilmeli.
İlk adım okulda atılmalı. Çocukların bilgisayar karşısında geçirdiği süre takip
edilmeli. Ebeveynler çocukları hangi siteleri ziyaret edecekleri konusunda
bilgilendirmeli, kural koymalı. Tanımadığı kişilerle iletişime geçmemesi
konusunda uyarmalı, kişisel bilgilerin paylaşımı konusunda mutlaka
bilgilendirmeli. Milli Eğitim Bakanlığı, ilgili bakanlıklar, üniversiteler ve
sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.





Alanında uzman birçok isim, bu çalıştayda buluştu





Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi, İstanbul Aydın
Üniversitesi İletişim Fakültesi, Millî Eğitim Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü,
İAÜ Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER), İAÜ Yeni
Medya Uygulama ve Araştırma Merkezi, ÜÜ İnsan Odaklı İletişim Merkezi (İLİMER)
ve ÜÜ Stratejik Araştırma ve Geliştirme Kulübü (ÜSAK) paydaşlığında; yeni medya
kavramının sosyal ve kültürel hayattaki etkilerini izlemek ve değerlendirmek
amacı ile düzenlenen çalıştay, alanında uzman birçok ismi buluşturdu.





Görüşlerini paylaştılar, fikir alışverişinde bulundular





Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve
Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, Üsküdar Üsküdar
Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Serhat
Özekes, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik
Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal, Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve
Adli Bilimler Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Zekai Genç, NPİSTANBUL Beyin
Hastanesinden Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cemal Onur Noyan, Psikiyatri Uzm. Doç.
Dr. Emel Sarı Gökten, Uzm. Klnk. Psk. Ahmet Yılmaz, İstanbul Aydın Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, İstanbul Aydın Üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cebrail Kısa, Medipol
Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Büyükaslan, İstanbul Aydın
Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü Dr. Öğr. Üyesi
Ayten Övür, İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk
Gelişimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Şahide Güliz Kolburan, Marmara
Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem
Sefa Sütçü, Trakya Üniversitesi BÖTE Öğretim üy. Doç. Dr. Nilgün Tosun, Marmara
Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık ve daha birçok alanında uzman isim yeni medya ve
aile ilişkisini çeşitli açılardan ele aldı.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°