YURTLARI DERNEKLER İŞLETİYOR!
Manşet Haber 21.08.2017 10:42:46 0

YURTLARI DERNEKLER İŞLETİYOR!

YURTLARI DERNEKLER İŞLETİYOR!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, Türkiye’deki yurt işletmelerinin dernek ve vakıflara verilmesinin önü alınamaz sorunlar doğurduğunu vurguladı.
Adana’nın Aladağ ilçesinde meydana gelen yurt faciasının travmasının atlatılamayacağını ancak bu travmanın hemen ardından yeni yurt facialarının eşiğinden dönüldüğünü hatırlatan Tümer, Adana’nın Seyhan ilçesi Küçük Dikili Beldesi Söğütlü Mahallesi’ndeki yurt yangınının yanı sıra Türkiye’deki diğer yurtlarla ilgili sunduğu soru önergesine yanıt aldı.tumer_meclis2017
Tümer’in önergesine yanıt veren Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ülke genelindeki toplam 4 bin 21 yurttan 2 bin 470’inin dernek, 174’ünün ise vakıflar tarafından işletildiğini açıkladı. Yılmaz, Adana’da çeşitli dernekler adı altında 78 adet yurt bulunduğunu da kaydetti.
Tümer’in önergesi sayesinde kamuoyundan gizlenen Küçükdikili Yurt yangını ile ilgili bilgiler de veren İsmet Yılmaz, söz konusu yurtta 13 Nisan 2017’de yangın çıktığını doğruladı. Yılmaz, algılama cihazının uyarısı üzerine kurumda bulunan memurun yangına müdahale ettiğini, yangından 15 dakika sonra itfaiyenin arandığını, itfaiyenin ise 25 dakika sonra gelerek yangına müdahale ettiğini açıkladı.
YANGININ OLDUĞU GÜN ÖĞRENCİLER BARINMIŞ!
Yangın sırasında kurumda öğrencinin olmadığını savunan Yılmaz, yurttaki zemin katta bulunan çay ocağı ile çay ocağının yanında bulunan belletici odasının fiziki olarak zarar gördüğünü, yan odaların ise dumandan etkilendiğini, fiziki hasar gören yerlerde tamirat, boya işlemlerinin yapıldığını, çay ocağı ile belletici odasının araç-gereç olarak henüz kullanılır durumda olmadığını ancak öğrencilerin 17 Nisan 2017 günü gelerek yurtta barınmaya devam ettiğini söyledi.
DERNEK VE VAKIFLARIN İŞLEVİ SONA ERMELİ!
Türkiye’deki yurtlarda yaşanan onca facia ve kaosa rağmen ilkokul ve ilköğretim çağındaki çocukların dernek ve vakıflara emanet edilmesinin önüne geçilmediğini ifade eden Tümer, “Çocuklarımız devlet garantisinde olmalı. Hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen dernek veya vakıflar yurtlardan el çektirilmelidir” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°