ZABITA İLÇELERDE SERVİS ARAÇLARINI DENETLEDİ
Manşet Haber 23.10.2018 01:46:48 0

ZABITA İLÇELERDE SERVİS ARAÇLARINI DENETLEDİ

ZABITA İLÇELERDE SERVİS ARAÇLARINI DENETLEDİ

Adana Büyükşehir Belediyesi Zabıta Ekipleri, 10 ilçede okul servis taşımacılığı yapan şoförlere yönelik denetlemelerine hız verdi, yapılan denetimlerle hizmet kalitesinin arttırılmasının hedeflendiği açıklandı.
Zabıta Daire Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Bölgeler Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından gerçekleştirilen denetimlerde, Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Trafik Kanunu, Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği ve Belediye Zabıta Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde denetimler gerçekleştirildi. Zabıta ekipleri, servis araçlarının güzergâh izin belgesi uygulaması da yapıldı. Yapılan denetimler sırasında emir ve yasaklara uymayanlar hakkında gerekli yasal ve idari işlemler gerçekleştirildi.
Zabıta Daire Başkanı Bayram Kadir Tüylü, “Zabıta Müdürlüğümüz ile Ulaşım Daire Başkanlığına bağlı birimler halkımızın huzuruna, sağlığına ve güvenliğine engel teşkil edebilecek her durumu kontrol altında tutmak adına çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyor. Zabıta Ekiplerimiz, toplu taşıma araçlarına ve servis araçlarına yönelik yaptıkları denetimlerle vatandaşlarımıza verilen hizmet kalitesinin arttırılması ve standardın yakalanması adına çalışmalarını aralıksız olarak sürdürecek” dedi.




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°