ZAM...
Manşet Haber 5.09.2019 13:20:11 0

ZAM...

ZAM...


Yurttaşın cebinden “ağrılar” eksilmeyince, “ağrılara” neden olanlar ortamı güllük-gülistanlık gibi gösterince, komşu komşunun kapısını çalmakta zorlandıkça; sokaklar kaygılı, mağazalar sessiz, emekçiler “alım gücünü” yitirdikçe büyüyenler olmalı…





O “büyüyenlerle” kol kola olanlar, o “kol kola” oluştan güç alanlar, o “güçle” yurttaşın karşısına çıkıp hiçbir şey olmamış gibi “sizin için varız, çabamız sizlersiniz” diye haykıranlar var!





Çaya, süte, ete, elektriğe, doğalgaza gelen zamlarda sessiz…





İşçiye, emekçiye, emekliye, kamu çalışanına “üç kuruş” zam gündemde olunca elleri havada, gözleri açık direnen, oturumları direten…





***





Bir “ürünün” ya da “hizmetin” ortaya çıkışından başlayalım.





Günümüzde elektrik, su, buzdolabı, çamaşır makinesi yurttaşın “zorunlu” gereksinmelerindendir! Bugün her ev yazın soğuk suyunu içmek, yiyeceğinin bir bölümünü saklamak için dolaba gereksinim duymakta.





Yine her yurttaş evinde elektrik-su bulunmasını istemekte…





Yönetimlerin bu tür “gereksinmeleri” fiyatlandırırken; yurttaşın “hizmetine” varıncaya dek yapılan harcamaları göz önüne alarak fiyatlandırması, yapılan fiyatlandırmanın da yurttaşı “kıskaca” alacak biçimde olmamasına özen göstermesi gerekir!  





Elektrik üretimi sırasında yapılan harcalar, kısa süreli yapılacak olan harcamalar “hepsi” abartarak üst-üste konulsa, yurttaşa bugün yaptırılan ödemeleri nasıl haklı çıkartır bilmiyorum!





Ellerinden geldiği, akıllarından geçtiği gibi; doğayı talan ederek ürettikleri, coğrafi oluşumları ters-yüz ederek biçimlendirdikleri, en küçük sağanakta yöre halkına yaşattıkları “iktidarın” arka çıkmasıyla susturuluyor ya…





Elinize aldığınız bir elektrik faturasında; tüketilen elektrik bedeli kadar “bilmediğiniz” ödemeyle karşılaştığınızda ülkenin adaleti-hukuku da susuyor ya…





Bir de elektriğe gelen zamla bitmiyor ki…





Çevrenizde elektrikten yararlanmadan “üretim” yapan yer var mı ki?





Tarım, hayvancılık, endüstri, fabrikalar, ulaşım, eğitim… Daha onlarcası, elektriğe gelen zamla birlikte, “artan masraflarını” dile getirerek fiyat artırma kararı almakta geç kalmıyorlar!





Bir de doğalgaz var, herkesin bildiği gibi…





Dışarıdan boruyla ülkemize gelir; dağıtımı yapılır!





Elektrikle sağlanacak bazı “gereksinmeler” doğalgazla sağlanıyor. Kış aylarında mutfak-ısınma, yaz aylarında mutfak işlerinin ayrılmazı. Üstelik sanayinin bazı kollarında da kullanılıyor!





Bir ev için elektrik-su gibi “zorunlu”. Olmadığı zaman mutfakta yemek pişmiyor çoğu yerde, kışın ısınma sağlanmıyor, sanayide üretim duruyor…





Buna “neden” zam yapılıyor anlayan-bilen var mı?





Dünyada bir yılda doğalgaz fiyatları yüzde elli ucuzlarken, bizde yüzde elli zamlanıyor! Buna da kör akıllılar alkış tutup, seksizliğini koruyor!





“Gerektiği için doğalgaza zam yapılmıştır” diyecek kadar, bu ülkenin, bu ülkenin emekçisinin, bu ülkenin insanının yaşadıklarını bilmeyen “sözleri bilinmezler” var!





***





Bu ülkenin emekçisi, bu ülkenin insanı, çalışanı, çabalayanı…





“Zam” dedik ya…





Geçtiğimiz aylarda bir yandan işçi sendikalarının, bir yandan memur sendikalarının çalışanlarının-emeklilerinin maaşlarına gelecek “zamlar” konusunda yaşananlar daha sıcak!





Peki, çalışanın alacağı “aylığı” belirleyen komisyonlar, yapılacak “zamlara” karar verecek olanlar neyi-neleri düşünerek son sözlerini söylüyorlar?





Yapılan açıklamalar çalışanın yaşamında nasıl bir yer buluyor?





Öncelikle şunu biliyoruz: asgari ücret, işçilere bir çalışma süresi bedeli olarak ödenir. Ödenen bedel çalışanın besin, konut, ulaşım, sağlık, sosyal yaşam gibi zorunlu gereksinmelerini en az karşılayacak durumda olmalıdır!





Çalışanın aldığı aylık, “en az” gereksinmesini sağlayacak biçimde olmalı; Çaya, süte, ete, elektriğe, doğalgaza gelebilecek zamlar yasalara uygun olmakla birlikte, emekçiyi sarsmamalı, her zamda karabasanlar yaşamamalı…





Bu arada asgari ücretin “açlık sınırının” altında olduğunu, devletin kurumunun açıkladığını da bilmeyen yok!





***





Doğalgaza bir ay arayla ikinci kez zam yapılmasının nedeni nedir?





Ülkenin büyük çoğunluğu asgari üret denilen “açlık sınırı” altında yaşamını sürdürürken, ülkede yüzde onbeşleri zorlayan işsiz bir katman var!





Yollar yapıyorsunuz yurttaş orada yok, köprüler yapıyorsunuz yurttaş orada yok, avm’leri överek bitiremiyorsunuz yurttaş orada yok, ülkeyi doğalgaz ağıyla çevirdik diyorsunuz yurttaşın karşısına katlanmış fiyatlar çıkıyor, “hes”lerin temel atma törenlerini bayram sayıyorsunuz yurttaşa bilinmezlikler dolu fatura gönderilmesine göz yumuyorsunuz; insanlıkaşkına, kadınlaraşkına, çocuklaraşkına “ne” yapıyorsunuz?





Krizle birlikte “daralan” sektörler gibi; yurttaşın “zorunlu gereksinmelerini” de tüketmesin mi istiyorsunuz? Yemesin, içmesin, ısınmasın, korunmasın, yaşamı sevmesin mi istiyorsunuz?





Gelen zamlardan sonra, asgari ücretlinin durumunun “bu” olduğunu bilmiyor musunuz?





Bilin öyleyse!



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.8° / 13.8°